Domates fındık oldu,
Vicdanlar zındık oldu,
Rezillik mantık oldu,
İster gül, ister ağla.
Bal sandığın şerbetten,
Kalbim sanki bir insan,
Nasıl ağlıyor bazen,
Ne bir yaz, ne bir hazan
Edemedi teselli.
Kalbim kırık ve yorgun,
Çıkma aklımdan,
Varsın sızlasın kemiklerim sızım sızım,
Varsın yanıp kavrulsun yüreğim,
Ağlayacakmış gözlerim, varsın ağlasın,
Düğüm düğüm düğümlensin hançerem,
Kalsın iki ayağım bir pabuçta
Nedense her zaman aklıma gelir
Kasaba girince canavarlığım.
Ruhum çengellerden, etten iğrenir;
Karşıma dikilir o hunharlığım.
Ne zaman bir yeşil çayıra bassam
Selam melam verme sakın,
Haydi geç geç, geç yanımdan.
Dalgınlıktan görme sakın,
Haydi geç geç, geç yanımdan.
Ben demirim, yüreğim taş,
Beklemeyle eremezsin,
Gösterilse göremezsin,
Öğretilse bilemezsin,
Hele harca birkaç ömür.
Bunun cayıp durması yok,
Kuşlar olmasa; neye yarar mavi gökler,
Balıklar olmasa; ak sular, mavi sular,
Çiçekler olmasa; darılar, böcekler, kelebekler,
Yapraklar olmasa; dallar, ağaçlar ne işe yarar?
Sen olmasan ben neye yararım,
Senin için bir ömür boyudur elkızı, ellerkızı,
Selalar kimin için verilirse verilsin,
Ben ölmeyeceğim,
Unutulup kalmayacağım karanlık bir çukurda
Bu karasevdam arkamda anıt gibi durdukça.
Soluk, soluk,
Nabız nabız
Ey derviş, bu yola girdinse eğer;
Cevabı çift dikiş sormadan öğren.
Kavrayışlı olmak övgüye değer,
Üstadı aşırı yormadan öğren.
Zaman verilmiştir sayılı bize,
- Ne var bunda? Diye sordu. Ne görüyorsun içinde?
- Hiçbir şey görmüyorum. Kutu boş.
Ferhat Dede, cüzdanından bir banknot alıp eşine vedi:
- Koy lütfen bunu kendi elinle kutuya. Dedi.
Kadın söyleneni yapıp banknotu kutunun içine bıraktı ve kapağını kapattı. Yaşlı adam kutuyu eline alarak:
- Kendi elinle banknotu kutunun içine bıraktığına eminsin değil mi?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!