nsanın değeri fikri kadardır,
Zakirin değeri zikri kadardır,
Şakirin değeri şükrü kadardır,
Kimseye hakkından fazla verilmez.
Kalkıp oturmanda ağırbaşlı ol,
Hakan 'ın kanı var, han daha güzel,
Mer 'ini kaldır at, can daha güzel,
Zi 'si güzel amma şan daha güzel;
Hazreti Zişan 'a hayran olmuşum.
Aklımı yöneltip arattığından,
O gün ardınsıra canlar verirken
Götürdü rüzgarlar imdatlarımı.
Arkana bakmadan çekip giderken
İçerime gömdüm feryatlarımı.
Yüreğim kavruldu, yakıldı yandı,
Kalbim bir zavallı, inleyen bülbül,
Kavrulan göğsümün dar kafesinde.
Gözünde ne çiğdem, ne gül, ne bülbül,
Çırpınıp duruyor sın nefesinde.
Tellerden tellere çarpıp inliyor,
Nasıl oldu da
Bu rüzgar elin gibi okşadı saçlarımı?
Bu ay senin gibi bakıverdi yüzüme?
Deniz, gözlerinin içi gibi güldü ışıl ışıl
Ve nasıl oldu da
Bir garip gecekuşu
Rüzgarı dinlerdik ocak başında,
Aklımız denizin haykırışında,
Alevler yansırdı her bakışında,
O güzel günleri gel de özleme.
Elin elimdeydi körpe ve sıcak,
Bu dünya bir yalan, palavra değil,
Herşey bir hesaba, mizana bağlı,
Varlıklar morgdaki kadavra değil,
Görüp anlaması izana bağlı.
Boş yere uzanan, kısalan yoktur,
Işıkları kırpıp kırpıp sen yapıyorum,
Çayırları, çimenleri biçip biçip,
Sen yapıyorum bulutlara rüzgar gibi üfleyip,
Denizlere resmini çiziyorum uzaktan işaret parmağımla,
Senden geldiğini sanarak
Sesleri öpüyorum
Seni bir büyük dert edinmişim kendime,
bir büyük çile edinmişim
iki ayağım bir pabuçta, iki elim kanda iken
ve sanki başka çilem yokmuş gibi.
Bir kapalı kapı edinmişim, ardında umutlarım duran,
bitip tükenmeyen yol edinmişim
Kolum-kanadım kırılıyor sensizlikte,
Çalmadığım kapı kalmıyor seni sormak için
Başımda gezinen körpe körpe bulutlarda,
Yüzüme-gözüme değip değip geçen rüzgarlarda,
Kokusu ruhuma işleyen ıslak toprakta,
Tarlalada yaylanan başaklarda,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!