Sevdan bana bir yakışıyor ki; sorma gitsin…
Körpe parmağa altın yüzük gibi,
Bileğe saat, kulağa küpe,
Süte kaymak,
Kaymağa bal gibi yakışıyor.
Olduğumdan çok daha genç oluyorum sevdanla,
Sığın yüreğime darda kaldıysan,
Yüreğim tenine kalkan gibidir.
Buzlar arasında, karda kaldıysan
Isıtır yüreğim; volkan gibidir.
Yüzün andırıyor sedefi, gülü,
Sevgi bir sorun olmasın aramızda,
Dünyada o kadar çok sorun var ki;
Dünyalar kadar inan ki.
Doğmak bir sorun,
Büyümek sorun,
Yaşamak, var olmak, sağ olmak sorun,
Havaya bak, nice güzel,
Mehtap güzel, gece güzel,
Şive güzel, lehçe güzel,
Herşey güzel, sen olunca.
Rüzgar eser, fısıldaşır,
Seni küçük işvebaz,
Yapma bana fazla naz,
Gönlüm nazdan anlamaz
İltifat sanır bunu.
Seni şirin düzenbaz,
Yüzüm gülmez oldu benim,
Tanrım, benim suçum ne ki?
Ateşlerde bu bedenim,
Tanrım, benim suçum ne ki?
Yanılıp bir aşka düştüm,
Tanrı ‘m seni affetsin, anam-babam
ömür boyu bana çektirdiklerin için,
gözlerimi yaş içinde bıraktığın,
yüreğimi yaraladığın
ve dünyamı kararttığın için.
Gündüzlerimi geceye, gecelerimi işkenceye,
Çöllere vurdu yine kervanlarım,
Kaldım yine uçsuz-bucaksız kum deryasında,
Sardı yine vahasız acımasızlıklar dört bir yanımı,
Ha bir damla suya muhtacım, ha sana muhtaç,
Hangi yağmayacak yağmurlara el-avuç açayım?
Hangi kızgın güneşleri kovayım başımdan sinek gibi?
El verdin, kol verdin, ağız, dil verdin,
Allahım ben sana şükretmez miyim?
Etten bir beyinle ödüllendirdin,
Allahım ben sana şükretmez miyim?
Hemen duyuyorum bir tek ses gelse,
Benim, kulaklarındaki çınlama,
Benim, hançerendeki hıçkırık,
Güzel gözlerini bürüyen sis,
Yanaklarına süzülen yaşlar benim.
Benim, açık pencerendeki tülleri şişiren rüzgar,
Seni hüzünlere salan sonbahar,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!