Gurbet yollarında bastı geceler,
Zalimleri seven iflah mı olur?
Yaralı yüreğim düşer, sendeler,
Zalimleri seven iflah mı olur?
Gönlüm kanatları kırılmış melek,
Ben hayrını göremedim,
Al yüreğim senin olsun.
Yüreğim var diyemedim,
Al yüreğim senin olsun.
Senden yaman çekiyorum,
Verilir. Avuç açi iste yürekten,
Neden bu nankörlük boşuboşuna?
Seç artık elifi koca mertekten,
Neden bu nankörlük boşuboşuna?
İstemeyi bilip istesen habbe,
Rastladım ben sana karlar içinde,
O yüzden baharı, yazı aramam.
Kar çiçek olmuştu sarı saçında,
Kış nasıl gelir de ben hatırlamam.
Baktım ki; saçını öpüyor karlar,
Sevda bir çiledir gözde başlayan,
Göz gözden kaçarsa emin mi olur?
Vefa bağlılıktır sözde başlayan,
Yemin çiğnenirse yemin mi olur?
Sevda bir ahittir, palavra değil,
Bu başaklar neden sarıya kesmiş saçların misali?
Bu deniz neden gözlerini andırıyor?
Bu fildişi neden benziyor o körpe yüzüne?
Bu güller neden kokuyor tenin gibi?
Neden sende dile geliyor, ilkbahar, sonbahar, kış, yaz?
Ben bilemiyorum kendiliğimden, anam-babam,
1.8
Dünyaya Dönüş
Tüm personel Yıldızlararası Uzay Gemisi Foton 1 ‘in komuta kabininde toplanmıştı. Gemiyi terke hazırlanan astronot sayısı beşti ve bunlar; Kaptan Çi Vaştar, Doktor Emmol Lek, Fotonist Kay Rem, Teğmen Vag Lom ‘la Etimolog Şur Çarup ‘tan oluşmaktaydı.
Alarmı bildirmekle görevli olan sinyal lambalarının tümü son derece büyük bir hızla ve birbiri ardı sıra yanıp yanıp sönmekteydi.
Astronotlar, başlarında küresel başlıkları ve üstlerinde koruyucu giysileri olduğu halde yatar koltuklarına boylu boyunca uzanmışlardı. Tümü, doğacak ivmeye karşı tam bir güven içinde bulunduğunu bilmekteydi. Yine de gözlerde az-çok bir umutsuzluk olduğu söylenebilirdi. Mevcut sessizliği bozan Kaptan Çi Vaştar ‘ın sesi oldu:
Aklım, ruhum tek diyetim,
Sana gelmek öz niyetim,
Seni sevmek ibadetim,
Beni bana veren Allah.
Göz vermişsin görüyorum,
Bir yudum içecek suyumuz olmayacakmış,
Varsın olmasın.
Bir dilim kuru ekmeğimiz olmayacakmış,
Varsın olmasın.
Çevrilsin dört bir yanımız çevrileceği kadar
Can düşmanlarımızla,
Yüzde yüzle sattın aldıklarını,
Vicdanın sesliyor, biraz gelsene.
Boşuna gizleme çaldıklarını,
Vicdanın sesliyor, biraz gelsene.
O yediğin lokma elin değil mi?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!