İnsan bu dünyada yalnız konuktur,
Ağaçları armuduyla yutmayın.
Köz yiyenin ciğerleri deliktir,
Develeri hamuduyla yutmayın.
Dünyamızda herşey bağlı hesaba,
Akşamlar alıp götürüyor seni benden,
Bırakıyor beni bir başıma her geçem gün, yeniden,
Bilcümle kapılar kapanıp duruyor yüzüme,
Bilcümle ışıklı pencereler,
İki elim öylece kalıyor iki böğrümde,
İki ayağım bir pabuçta
Yüzün sedeften parlak,
Parıl parıl parıldak,
Şakır şakır şak şakrak
Kahkahalar at yine.
Sesin sulardan berrak,
Zeytin ekmek yiyorken seninle ne mutluyduk,
Parasızlık, pulsuzluk bizlere vız gelirdi.
Her gelecek gün için önceden umutluyduk,
Yıllar bize günlerden daha da az gelirdi.
Yok dışarda kar varmış, yok toprak buz bağlarmış,
Bir gülsene; gül açsın,
Elemler hep uçuşsun,
Gözlerimiz buluşsun
Zeytinlerin altında.
İlkbahar yaza döndü,
Bu gece yine her şey ağlıyor benimle birlikte,
Ayın gözyaşları denizde damla damla pırıltı olmuş,
Işıklar yanaklarından süzülüyor karanlık suların,
Sular kum kum, zerre zerre ağlıyor kumsalda,
Çığlıkları yüreğimden kopan bir-iki gecekuşum,
Karanlık yapraklar arasından süzülen ışığım,
Gurbet yollarında bastı geceler,
Zalimleri seven iflah mı olur?
Yaralı yüreğim düşer, sendeler,
Zalimleri seven iflah mı olur?
Gönlüm kanatları kırılmış melek,
Yağmurdur yağıyor düşüncelere,
Hasret ateşimi çevirdi tere.
Sonlu sevdalardan kaçış başladı
Sonsuz sevdaların durduğu yere.
En büyük sevdalar bir küçük çakıl,
Bir ömür harcadım senin sevdana ve hiç acımadım,
Helal olsun yerlerden göklere kadar.
Ayrılığını çektim, usanmadım,
Seni aradığım kadar bu evrende
Hiç kimseyi
Aramadım.
Bir gün uyansam
Karabasanlarla dolu düşlerden,
Ki; karşımdasın.
Öylece gülümseyip duruyorsun sırtın duvara dayalı,
Ayaktasın.
Andolsun ki; inanamam,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!