Bir fener ışığı indirdim karanlık denize,
Tıpkı bir ip merdiven gibi derinlemesine,
Belki tutunup çıkarsın diye sulardan
Ipıslak bir denizkızı gibi;
Üstün insan,
Altın balık.
Kusursuzsun, bütünsün,
Her çiçekten üstünsün,
Gül ki neş ‘e dökülsün
Üstüne çimenlerin.
Sana bakmak büyük haz,
Dün gece
Yine sokaklarda sabahladım,
Yine gözlerim yaşardı
Islak kaldırımlarda,
Sen yine o uzaklaşan gemideydin,
Bilcümle alem uykularda.
Yağmurdur yağıyor düşüncelere,
Hasret ateşimi çevirdi tere.
Sonlu sevdalardan kaçış başladı
Sonsuz sevdaların durduğu yere.
En büyük sevdalar bir küçük çakıl,
Bir ömür harcadım senin sevdana ve hiç acımadım,
Helal olsun yerlerden göklere kadar.
Ayrılığını çektim, usanmadım,
Seni aradığım kadar bu evrende
Hiç kimseyi
Aramadım.
Bir gün uyansam
Karabasanlarla dolu düşlerden,
Ki; karşımdasın.
Öylece gülümseyip duruyorsun sırtın duvara dayalı,
Ayaktasın.
Andolsun ki; inanamam,
E
4*
Bilmez oldum hangi yöne gideyim,
Dağlar sis içinde, duman çöllerde,
İki başlı olmuş het türlü halim,
Hancı dağ başında, kervan çöllerde.
Yerden Göğe Yağan Yağmur
Kaptan Çi Vaştar ilk anda bir ormana değil, bir karanlıklar denizine daldığını sanmıştı. Dudaklarından ilk dökülen söz şu oldu:
- Yer altı dünyası bile bundan daha karanlık ve daha korkunç olamaz.
Orman, karanlıkta alabildiğine ürkütücü ve alabildiğine gizemli bir görünüme bürünmüştü. Karanlıktan gerçek biçimleri seçilemeyen ağaçlar masal canavarlarını andırıyordu. Kaptan Vaştar ‘ın elindeki fenerin güçlü ışığında gölgelerle ağaçlar üst üste binmiş, orman olduğundan fazla sıklaşmış, birbirine karışan dallarla yapraklar geçit vermeyen setlere dönüvermişti.
- Çaruuup… Çaruuup… Çaruuup…
I
12*
Dedim: ‘Aşık mısın dostun babına? ’
‘Bir kere uğradım.’ Diye ağladı.
Dedim: ‘Düş oldun mu ızdırabına? ’
‘Kesilmez feryadı.’ Diye ağladı.
N
25*
Her sözünü öyle sitemli yazma,
Bu yoğrulmuş cümle cihanı düşün.
Felek dönegendir, kendini üzme,
Mevla ‘nın yazdığı fermanı düşün.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!