Allah ki yarattı peşinen övün;
Övülecek şeydir O 'nun eseri.
En güzel halinle, şeklinle görün;
Övülecek şeydir O 'nun eseri.
Alçak gönüllülük kuru bir laftır,
Düşmüşüm bir Haccacı Zalim ‘in eline,
Gözlerimin yaşına-maşına bakmaz,
Kırar kollarımı-kanatlarımı
Mertçe.
Koymuşum önünde başımı cellat kütüğüne
Erkekçe.
Her masa bir ayrı hüzün masası,
O yüzden bambaşka devranlardayız.
Herkeste bir ayrı gönül yarası,
Engin denizlerde, ummanlardayız
Binlerce dert varken her gözyaşında
Bir masal anlatır dururdu ninem;
Develer tellal, pireler berber iken
Bir varmış, bir de yokmuş, diyerek.
Senin gibi ayon ondördü bir kız varmış,
Tanrı övmüş, yaratmış,
Doğan aya sen doğma, dermiş, ben doğacağım…
Bırak kerevetimize başkaları çıksın,
Biz murada ermeye bakalım,
El ele, kol kola, yürek yüreğe
Bakalım derin bir mutluluk içinde
Kuşa, böceğe.
Çimenden çimen tadı alalım,
Ne kaldı elinde bugüne kadar
Harcayıp gittiğin zaman içinde?
Malın, mülkün varsa; o senin değil,
Onun tek sahibi devran içinde.
Saraylar yaptınsa; pıla gidecek,
Yıllardır dıhtımlarda esen rüzgara baktım,
Bekledim martılarla gelecek gemileri,
Kalbimi fener edip kayalara bıraktım,
Ne gemiler, ne rüzgar alıp getirdi seni.
Martılar çığlık çığlık karanlıklar içinde,
Dikkati çekenler başarır ama
Ellere karşı da maskara olur.
Zira çok ters düşer hali ortama,
Varlığı, kimliği madara olur.
Eloğlu bir gözde görür on mertek,
Bir masal gibisin anılarımda,
Ben peşine düşen bir garip çoban.
Seni arıyorum ta Kaf Dağı ‘nda,
Yemeden, içmeden, soluk almadan.
Yüreğim güvercin kafes içinde,
Tenim ürperiyor, içim eriyor,
Ruhum her engeli yere seriyor,
Göğsüm hissediyor, kalbim görüyor,
Yüreğim titriyor seni andıkça.
Kalmıyor ruhumda gam ve kasavet,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!