Serilmek istiyorum
Ayaklarının altına güneş ışıklarınca
Sabahın karanlıkları zorladığı saatlerde.
İki avucumda bir yaralı yüreğim,
Önümde, sana çift kanatlı bir kapı gibi açılmış gönlüm,
Umutlarımda seninle dopdolu bir yaşam
Gezdirmeli seni tahtırevanla,
Arkanda rengarenk, seçkin bir alay.
Gülüp geçmelisin, bakıp ihsanla,
Kıskanırken seni göklerdeki ay.
Yaman yakışırsın ince tüllere,
Çatık kaş altında hasta ruh yatar,
İnsana yakışan bir güler yüzdür.
Sendeki her terslik eli hırpalar,
İnsana yakışan bir güler yüzdür.
Gül ki; güzelleşsin ruhunla yüzün,
Göklerin mavisi soldu, silindi,
Deniz bir karanlık şala büründü,
Falımda bir büyük hasret göründü
Sen beni terkedip gittikten sonra.
Öyle uzak durma, gel yaklaş hele,
Ağlama; yanağın ıslanır gider.
Gül, eğlen, koş, oyna, şarkılar söyle;
O çağlayan sesin paslanır gider.
Söz edelim yalnız sevdalıklardan,
Günlerden bir gün
Kapımı bir açsam ki; eşiktesin,
Güneşi omuzlarına almış bir azize gibi,
Artık unutmaya başladığım yüzün
Olanca körpeliğiyle gölgede
Ve pişmanlıkların bir buket çiçek misali
Şiirler yazmak için neden bekleyeyim
İlham Perisi ‘ni
Sen varken?
Ömürlere sığmayan çilelerin, kahırların varken,
Kadir-kıymet bilmezliğin,
Geçmişe değer vermezliğin,
Yağmurdur yağıyor düşüncelere,
Hasret ateşimi çevirdi tere.
Sonlu sevdalardan kaçış başladı
Sonsuz sevdaların durduğu yere.
En büyük sevdalar bir küçük çakıl,
Bir ömür harcadım senin sevdana ve hiç acımadım,
Helal olsun yerlerden göklere kadar.
Ayrılığını çektim, usanmadım,
Seni aradığım kadar bu evrende
Hiç kimseyi
Aramadım.
Bir gün uyansam
Karabasanlarla dolu düşlerden,
Ki; karşımdasın.
Öylece gülümseyip duruyorsun sırtın duvara dayalı,
Ayaktasın.
Andolsun ki; inanamam,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!