İsmet Barlıoğlu Şiirleri - Şair İsmet Ba ...

İsmet Barlıoğlu

Yine oturdu hıçkırıklar boğazıma düğüm düğüm,
Yağmur yağmur çiselemeye başladı gözyaşlarım,
Yine başladı dudaklarım titremeye,
Düştü yine benzime sonbaharların hüznü,
Anımsayınca beni ne hallere sokuyorsun
Gördün mü?

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

Gün olur dargınlar güler, barışır,
Bayramlar geliyor, farkında mısın?
Bilmeyen bilenden akıl danışır;
Hala uzakta mı, yakında mısın?

Yediklerim zehir, içtiğim zehir,

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

40*
Alvar Köyü Pasinler ‘in göbeği,
Nasıl da açıktır meydanın, Alvar.
Hacılı, hocalı, ağalı, beyli,
Uzun kametlidir insanın, Alvar.

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

‘Ayvaz’ Derler; Köroğlu ‘nun keleşi,
Sallardı elinde bir ipsiz teşi,
İner daldalarda diderler leşi,
Çıkar dalbaşında öter aşıklar.

Kimi sitem eder, sineler dağlar,

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

31*
Kişi nice mağrur olsa;
Akibet bir safa gelir.
Açılır ayna-yı devran
Suçun itirafa gelir.

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

32*
Tan etmek ne lazım eli- alemi?
İyi insan hergün eşref sayılır.
Elinden geldikçe dinle kelamı;
Tahsil gören ehl-i meşreb sayılır.

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

33*
Sular bir hakikat keşfetmiş Hak ‘tan,
Cûşa gelen bahr u umman aşıktır.
Kudret varlığıdır Nur u Mutlak ‘tan,
Yalayıp gittiği her yan aşıktır.

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

39*
Harbe gidiyoruz cümle kardaşlar;
Kore ‘ye çıkacak arslan bizimdir.
‘Gider, gelmez’ demen ey vatandaşlar,
Gidecek, gelecek süphan bizimdir.

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

35*
Yüce dağlar, seyranını ederken
Bulanmış borana-kara, gülmüyor.
Bülbül güle ermek için everken,
İkrar vermiş ah u zara, gülmüyor.

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

Arapça ve Farsça bilmediği halde, dizelerinde Arapça ve Farsça sözcüklere yer veren her ozan gibi, Reyhani de ister istemez zaman zaman söz yanlışlıklarına düşmüştür. Fakat bu tek-tük yanlışlıklar onun birbirinden güzel, birbirinden güçlü, birbirinden etkili ve birbirinden anlamlı dizelerini de asla gölgeleyememektedir.
En büyük başarısını; yaşayan halk ozanlarına karşı dile ve saza aldığı dizelerde görmekteyiz. Bunlarda, gücünü ustalıktan alan iğneli bir dil vardır ve bu dil, Reyhani ‘nin eleştirideki gücünü yeterince ortaya koymaktadır. Yüreklidir ve sevecendir. Yürekliliği onu zaman zaman kırıcı, sevecenliği onu zaman zaman gönül alıcı yapmaktadır. Yaş bakımından en genç ozan Mevlüd İhsani ‘den, en yaşlı ozan Nihani ‘ye kadar, verip veriştirmediği kimse olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Atışmalarda güçlüdür ve zorlayıcıdır. Aşık Huzuri ‘ye ve Kağızmanlı Cemal Hoca ‘ya çok ter döktürmüştür. Taşlamalarında hatırı-gönülü bir yana koyduğu veya ustalığı kurban ettiği çok olmuştur. Aşıklar Gelenekleri ‘nden olan ‘Muamma’ larda yani ‘Saklamışı Bulma’ da üstüne yoktur. Taşlama ‘larında fırtınadır, tayfundur, kasırgadır. Estimi eser ve tutumu kapar götürür.
Mürşid-i Kamil türünden yol göstereni, akıl vereni, elinden tutanı, arka sıvazlayanı olmamıştır. Kendi kendini yetiştirmiştir. Çok gezmiştir, çok görmüştür ve her gördüğünden bir ders alıp her gördüğüne de bir ders vermiştir. Yüreğinin neresine kadar duyabilmişse; orasına kadar duyurmuştur.
Mızrabı kayalardan aşan seller, geldimi götüren yeller gibidir. Sesi gürdür, etkilidir, yakıcıdır. Zekası tül ardında elmasa benzer. Tüm parıltısıyla ortaya çıkması için tülün aralanması yeterlidir ve o tül de, ozanın her baktığı şeyde ardına dek açılır. Bir termometre sıcaklığın-soğukluğun her nüansından ne denli etkilenirse; Reyhani ‘deki ruh da her gördüğü, her duyduğu, her tattığı, her kokladığı, her dokunduğu, her sevdiği şeyden bir öyle etkilenir.
Ozan, Erzurum ‘un haklı ün yapmış bir saz ve söz ustasıdır ve yerini de yaşamının sonuna dek koruyacağı konusunda asla kuşku yoktur.

Devamını Oku