Hercai çiçeğin vuslatı zor; silahı kar
Ürkütücü değil sensiz akan zaman kadar
Dehlizlerinde kaybolan meftun gönlüm
Aşka kilim dokur; aşka menekşe kokar
Hüznün önünde ben; güz yeşili sevgilim!
Anlatsam mazimi sana
ürkersin güzel gözlü kız
karşıdan dosdoğru bak bana
geldiğim yeri değil gittiğim yeri sor
ya da baykuş sesini değil serçe ötüşünü
Yetim bir rüzgar okşarken çocukluğumu bugün;
Cebimde yaprak kırıntıları ve sen aklımda
Sen aklımdayken kahverengi gözlerin ve palton
Dudaklarımda yıkıntıları tazeliğin...
Sokağının on üçünde döküyorum cahilliğimi yerlere
Gene döndü etrafında pervâne gibi
Bir sağa bir sola
aydınlığı savurdu saçlarına
Saçları bülbül yuvası kızın
Ne Âlem dayanır buna
Hayatı renkleriyle
Biçimsiz bir tablo yapmış birileri
İsmini veremem bebe'm
Aşk kızar küçülürüm
Bana sorma aşkı
1. BÖLÜM
"Bir ben var benden içerü"
KAHVECİ:
Bu kadar da olmaz Hafız
İncinme!
Geceler biliyor, ayrıyım
Bir yudum sevmek lazım seni,
Boğuluyorum
Bir sonsuz yaşam gibi sarsaydım
Vursaydım karaya...
Ve geldi bahar
Baş ucunda ağlıyorum şiirin
Şarkılar çalıyor
Direniyorum...
Ölmemek için...
Ne biliyorsun ki...
Ne biliyorsun ki...
bilmediğini bildiğini
bekle öğretsin sana zaman;
ölebildiğini...
İçi titrer her yaşamın, ufuk orada da var
Geçmiş zamandan kalma bir çiçek...
Bir çiçek... kış koklar, soğuk koklar
Tuz tadında zemheri bir ayrılıktır göç... bilemezsin
Dağlar, taşların hapsettiği bir güne çıkar
Çocuk bakar, kuş bakar, çimen bakar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!