Bir fotoğraf karesinde donup kalır hayatın
siyah beyaz hayallerin tükenişlerinde
kapılıp gidersin renkli rüyaların çoban aldatan kuşlarına
yaşadım sanırsın her geçen günü
ekmek gibi su gibi aziz ol yapışıp kalır dudaklarına
bu günde güzel yaşadım der geçersin
Hep seni bekledim bu şehirde
seni bekledim her köşesinde
ve hep akar zamanda kısalır yaşamlar
seni bekledim duraklarında bu şehrin
belledim esamesini her yolcunun
ve tekmil otobüslerinin salkım saçak
Bir fahişe nasıl yaşar
nasıl kokar çiçekleri
gözleri nasıl bakar
elleri ekmeği nasıl tutar
kitaplarını nasıl okur
yüreğinde neler yeşerir
Hey hayat sensin aslolan
bütün canlar senin peşinde bütün yollar sende
yüzünde hep gülücük umutlar senin elinde
acı düşürme hiç yüzüme
yaşanmalı her ne varsa kendi payına düşen
dostluk ne düşmanlık ne
Gözlerimin önünden geçiyor
yaşadıklarımız bir çırpıda
içim seninle doluyor
sıcaklığını anımsıyorum
gözlerin gülüşün geliyor aklıma
seni özlemek ne kadar güzel
Kör ilmiği gecenin
geçer kıldan ince bir boyna
çekilir karanlıkların ipi
bir sarkaç olup sallanır talihsiz sevda
hipnozum olur da
bakamam gözlerine
Gökyüzünden düşen yıldızlar ellerimde saklanıyor
her birinde yaşamın o sihirli ateşi gizli
avuçlarımda mutlu bir muştu umutlanıyor
koparıp almak istiyorum içlerindeki gizemi
ateşten süzülmüş yakıcı bir ışık yalıyor gözlerimi
durduruyor beni içimden gelen acı bir ses
Gökyüzü pırıl pırıl mavi
hava yeteri kadar sıcak
pastırma yazı geldi geçiyor
doyumsuz tadını saklayacak anılar
yaprak döküyor artık sonbahar
oturuyorum bir kafede
Öylece duruyordun
kısacık saçlar ışıl ışıl gözler
belirsiz bir gülümseme
mavi anorak siyah kazak
lacivert blucin
ah ne güzeldin
Saçlarının darağacında ipe çekildi genç ömrüm
renksizdi vakitsizdi mevsimsizdi
uzak şehirlerde yüreksiz bir sevgiliye tükendi
yaşamlar geldi geçti mevsimler yıllara karıştı
her şey kendince yenilendi acılar sessizleşti
korlar küllendi sense hep bu korkak yürekte
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!