Tüm şehir kucaklar şimdi beni.
Çınar ağaçlarının gölgesinde sevinçle.
Sararmış yaprakların arasından ay
Sarar Dolmabahçe'yi.
En uzun yol kendine gittiğindir.
Giderim kuytularda:Yıldız.
Bir gölge düştü üzerime.
Senin kokun sinmişti oysa odada bir başıma.
Öylece çıplak yatıyordum.
Banyonun ışığı düşüyordu içeri.
Bilirsin korkarım karanlıklardan.
Yan odadan kahkahaları geliyordu bir adamın.
Çözülür şimdi dizlerimin bağı.
Çözülür isimler,
Uçuşur telefon numaraları ve adresler,
Kod numaraları...
Dondurulmuş sinir hücrelerimle
Karşındayımdır artık;
Bir bardak kırılsaydı
Ancak bu kadar tuzla buz olurdu.
Ancak bu kadar şeffaf ki
O kadar olur!
Tüm detaylarıyla
Cesurca duruşunu görebiliyordum karşımda...
Sen baştan sona söylediğim
En uzun şarkıydın.
Öyle kolay değildi
Cesaretle söylemek.
Bu sahnede olmak demek...
Bazen iki kere söylerdim üst üste.
Ben yalnız kalsam,
En çok seninle yalnız kalmak isterim.
Her akşam buluşup buluşup
Uçsuz bucaksız vadilerde...
Uzun bir eylül akşamı gibi
Gülümserken gözlerin.
Gece
Bir ülke
Kendimi azınlıklar gibi hissettiğim...
Gece
Dipsiz bir kuyu.
Gece
sevgili ışıl işte sensizlik bu isimli kitabını okudum tebrik ederim... benimde hedefim limandan bir kitap çıkartmak umarım ulaşaırım... sanada başarılar...