Seni düşünüyorum
Ansızın üşüyor ellerim.
O zaman anlıyorum yokluğunu...
İçime su serpen sözlerini
Ilık yağan yağmurlar gibi
İnce ince işliyor içime.
O tren kalkmış çoktan.
Son durakta
Unutulmuş paket gibi o kadın.
Şemsiyeler kapanmış tüm yağmurlara...
O yolcu inmiş çoktan.
Sessizce süzülünce,
Kapımı sakın çalma.
Orası çok uzak.
Açamam inan bana.
Çok eskiden açabildiğim de olmuştu birkaç kez.
O zamanlar gençtim ama.
Koca bir ırmak geçti aramızdan oysa.
Kaç güneşler,kaç güneşler sorma...
Hem madem açacaktım,niye kapattım birden?
Eğer istersen kapının arkasından da konuşabiliriz...
O zamanlar çiçektim.
Tozlu yapraklarımı silkelerim şimdi ancak,
Her mevsim,taze gülüşler görünce.
Bir yağmur beklerim yine de.
Yıllar var,beklerim gelmez.
Severiz kardeşlerimizi,
Kucaklarız kendimizi.
(İstanbul)
Birer perspektif hatasıyız,eminim.
Yazık.
Kavuşamayız.
(İstanbul)
Sen anlatmıyorsun ama,
Ben rüzgârlarda dinliyorum,
Gece yarısı sokaklarda
Uğultu gibi gezen.
Bir başağrısı gibi geçiyor zaman.
Rüzgârlar söylüyor
Unutma,
Yalnızlık kapıyı çalarsa
Anahtar paspasın altında.
( Datça/2010)
Çok geç kalınmış bir hayat bu bizimkisi.
Şimdi oturduğum pastanedeki börek kokusu
Sana özenerek pişirdiğim böreklerin yerini tutmuyor.
Ondandır yapmadım hiç bir daha.
Öksüzlük nedir bilir misin sen sonbaharda?
Şimdi o bahçelerde
Kurgusunu hep yanlış yaptığım olaylarda,
Çıkarmak istemiştim
Yaşlı gölgeni üzerimden.
Ağırdın.
Çıkarmak istemiştim,
Adamların tabularını,la minörden.
Kış şarkıları söyleniyor sokaklarda.
Kestane kokuları bulaşmış
Taze aşklar...
Meze tabaklarında bayatlamış yalnızlıklar...
Duble dostluklar...
'Sadece arkadaş'lıklar...
sevgili ışıl işte sensizlik bu isimli kitabını okudum tebrik ederim... benimde hedefim limandan bir kitap çıkartmak umarım ulaşaırım... sanada başarılar...