yağmurlarla yaşarım
ama
dudaklarıma değmez ıslaklık.
yağmurlar sade gözlerimden öper.
dudaklarım çatlaktır.
kimse öpemez.
kimse sevemez ben gibi yüreğini parçalıyasıya
kimse öpemez hasretin kan revan gözlerinden hürmetle.
kimse bekleyemez
beklemek uğruna yitmeyi.
kimse tutamaz ellerinden hıçkırıkların
unutarak rengini tebessümlerin
Vanda yanık tezek kokusu,
Muşta tandır ekmeğinin o mis kokan buğusu
ve Malatya da buz gibi soğuk su dururken;
ne işin var İstanbu'da?
Turan Emeksiz caddesinde yitirdiğin sevdiğini
neden umutsuz olur insan...
neden gönül toprağını kan ile sular.
neden göz yaşını akıtır sarımtrak yapraklara.
yada unutulmaya yüz tutmuş anılara.
boş ver çocuk.
yatağını gün ışığıyla ısıt...
üç harflisi ağır kaçacak gibi,
yarım porsiyon aş çek usta,
yanında şalgam, acısız...
yarım porsiyon aş çek usta,
rejimdeyim bu aralar
sorma aşkı,
anlatamam
yaşamadım, vazgeçtim hep unuttum,
bir vahde misali aşkın notalarını.
rasttı bende şarkılar sevdaya dair.
hüznü kaldı sözlerinin.
koca kentte seni arıyormuşum oysa...
sebepsiz kopan fırtınalar içinde
nereye sığınıp nerede yaşadığını bilmeden.
taki bir fırtına
o fırtına benide savurasıya
ziyan edilmiş akşamlara
yeniden yaktım yüreğimi
halden bilmez bir sevda uğruna.
lakin el açamadım,yalvaramadım
her zamanki gibi yenik düştüm gururuma.
bütün sözlerini yitirdim aşk şarkılarımın.
hadi bi yara aç...
kalın kabuk tutmuş.
acısı dinmiş.
sızısı kalan.
bana aşktan söz et
ama eskimiş
aynı coğrafyada aynı havayı teneffüs etsekte
aslında ayrıydık seninle.
yıldızlar kadar uzaktık birbirimize
bir o kadar ışığa dönük,
bir o kdar sönük.
saygılar kimin yiğeni: :)) şiirlerini okuyorum irfanım. brawo yani uspirin BAKIRCI:pp