bu arsızlık,
bu yüzsüzlük nereye kadar.
ne güne dek kalacak ellerin boğazımda.
silinmesede gözlerimden hüzün,
alamayacaksın dudağımdaki tebessümü.
alamayacaksın İstanbul, öyle öleceğim.
hoşçakal canım...
hep olduğun gibi...
benim dağınık bir gazel gibi kalışım
döndürmesin seni yolundan.
gözbebeklerimin büyümesi
bütün delillerini yok ettim sana olan aşkımın,
fikrimi tahliye ettim sevda tutsaklığından.
iştirak ettiğimiz tüm korsan kaçamakların,
cezasını çektim sonsuz hasretinle.
kat kat süngerler çektim aşkımın üzerine.
müşterek yaşanılana dair hiçbir hatıra bırakmadım.
adını yazmak,
yada yazmaya çalışmak değildi çabam.
sevmek gerekiyordu artık birini,
yada yaşamak bir iki satırda.
buydu aslolan davam.
gidiyorum bu şehirden.
vazgeçtim...
kırsal aşklara hükümlü yüreğim,
kaldıramayor artık,
ah delikanlım.
ah haylazım.
ah vurdumduymazım!
uğruna döğüşmedinmi aşk neye yarar.
leylam sen isen eğer;
bilki mecnunun etmedi zarar.
paramparça,
kan revan,
faili meçhul bir gece var yatağımda.
bir de acısı unutulmuşluğun,
kahrı silinmişliğimin
işte burada sol yanımda...
yüzündeki tebessümü acıya boyama.
gereksiz hicranlara girme.
yaşatma.....
mecbur etme kendine sıkılgan akşamları.
karakalem yaşadık biz
o adına her ne deniliyorsa.
bitti.
uzun zaman kabullenemesemde bu ayrılığı,
bitti geride boynu bükük anılar bırakarak.
bitti ince bir sızı
belki yarım bırakarak
belkide kalarak...
kar yağdı saçlarıma ikliminden.
sıcak bir bakışın yok mu?
yüreğimden geçiyorsun her saniye
bir merhaba çok mu?
tel tel kırlaşıyor
saygılar kimin yiğeni: :)) şiirlerini okuyorum irfanım. brawo yani uspirin BAKIRCI:pp