oda daralıyor bekledikçe.
sabah zor geliyor geceyi tedirgin edenlere
o yıllarda benim bekleyiş sebeplerim
neyse ki çok masumdu
biraz kar
sobada pişen kestane
can aynasıdır acıların kurbanları
bizi bize gösterir
unuttuğumuz güzel yüzümüzle tanıştırır
kerbela’yı hatırlayış da
çocukken gökyüzü daha geniştir
yollar daha uzun evler daha büyük
ve babamız dev gibidir
sonra alem değişir
belki de öyledir
belki de büyüyen sadece zamandır
ben köyüme dönmek istiyorum
tüm rüyalarım oraya vuslatı arzular
tüm hayallerim oraya dönüşe kurulu
yılların silemediği bir heyecanla
yarım kalmış heveslerle
baharlar yaşıyorum çocuk yüzlü
yüreğimde baharın bin bir rengi
çocukça heyecanlar
ruhumun uçarılığı çocukça
çocukluğumu ben ninnilerden öğrendim
duvardan düşen bir taşla yaralanır insan
elinden tutanların avuçlarını kanatır bazen
terk edilmişler kucağına döker gözyaşlarını
bir yerlerde bir yetim sevinse
bir öksüz doyuverse
ben ortadoğuyum
yıkık, harap, mağrur ve asi
işgale uğramış, yağmalanmış
kana bulanmış insanlarım
zalimlerin istilasındayım
sahipsizim.
kimselerin uğramadığı sokaklarda
düşmeyesin diye
senin elini tutan ben olmuştum
sen ve ben yürümüştük
ümitlerin mavi gözlerine
şimdi daha çok seviyorum seni
başkasının seni sevmesinden de çok
herkesin seni unutacağı zamanlardan daha çok
yeniden var oluyorum senin yanında
sana geldikçe, seninle yan yana yürüdükçe,
bensiz rüyalara gizlediğin duygular aşkına.. deme…
yitik zamanlar
yüzüm gözüm çizik, dizlerim kan revan içinde
sana gelmeden önce aştığım nice dağın
tökezlediğim nice yamacın hatırına
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!