vakit ikindi derken
akşama hazırlanır birden gökyüzü kuşlar ağaçlar
uzaklardan sesler ,görüntüler taşınır dünyamıza
kimileri bu kargaşanın boğucu çığlığına katılarak
oturduğu pencere kenarından
ufka doğru serer bir kilim gibi hatıralarını
şimdi çok daha önceye gidelim
çok daha öncelere
hiç yaşanmamış şehirlerde
ilk rüzgarın nefesimizden estiği
aydan ışıklı pareler düşürdü kederli avuçlara
dünyanın parçalanmışlığının üstüne çıktı garipler
hayallerini göğün yüzüne kondurdular
adlarını apaçık zaferin beyaz sayfasına yazdırdılar
gözlerin inanılmaz bulduğu o gerçek
göğün gündemini sarsacak kadar ciddiydi
her gece rüyalarda
bir seni görüyorum güneşi kucaklamış
bir seni...
kalbim usul usul vuruyor
namludan yeni çıkmış sıcacık kurşun gibisin ilayda
Mazi kokan tüm zamanlar aydınlanır düşlerimde
Taş merdivenlerinde gölgeleri çoğalır görüntülerin
Lahuti hayaller bir o kadar karmaşık
Hiç görünmeden yavaşça inerler bilinmeyen derinliklere
En son basamaktan segah bir ney sesi gelir
Eski kokan tüm anılar aydınlanır düşlerimde
Taş merdivenlerinde gölgeleri çoğalır görüntülerin
Hiç görünmeden yavaşça inerler dehlizlerinden
Lahuti hayaller bir o kadar karmaşık
Kaç yıldır değişmemiş hala bıraktığım gibi
dün hayal perdesine başka bir resim vardı
bugün o perdenin üzerinde
altın renkli ışığın tatlı aydınlığı yayılır
yıldızlar titrerken gökyüzünde
hafif bir esinti geçer çok eskilerden
kırılır orta yerinden siyah beyaz hatıralar
her şey sıra dışı
suskun…
titrek güneşin doğuşu
yağmur tanesinin tene serin dokunuşu
hıncahınç
açık kalmış perdeler
umurumda bile değil böyle şeyler
artık eskisi gibi değilim
ismin gelirdi aklımın ucuna,
kalbime bir sevinç, elime ,ayağıma tatlı bir telaş takılırdı
henüz ortada sen yokken
ismini anarken bile lakin sınırlıydı kelimeler
sen susunca
yağmur kuşları lal kesilirdi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!