Allah’tır yer ve göğün sahibi
O’nda bütün yaratılış sırrı
Her feyiz her olgunluk her ümit
Yokluktan hikmetli hayatlar fışkırtır
Evrenin tek tek atomlarını
Allah’tır tüm alemlerin banisi
şartlar değişince değişirsin bazen
ruhun yorgun düşer
endişelerin harmanlanır dermanın biter
bir imtiyaz nişanesi iner usun sınırlarına
arşa asılmış kandillerden
mor bir gölge düşer
mevsimlerden kış
aylardan ocak
o gün yolcuydu hasan
harmandaki salıncağından
annesinin un helvasından ayrılıyordu
turuncu sis lambaları
hava yağmurluydu
papatyalar açmıştı ıslak kaldırımlarda
bekliyordum
içinin sıkıntısını bir dağ kenarından aşağı bırak
sırtında kat kat yosun bağlamış yaş taşlarla beraber
yuvarla aşağı
yükünün sesini dinle
içinin çıkardığı gürültüyü
nefeslen
mart ayazında
sana papatyalar getirdim
beyaz sarı
bir parça ısınalım
içimiz ısınsın
kışın en kasvetli günlerinde
bir öykü işte
ne budalalık var içinde
ne de divanelik
aklımda külrengi kaputlarım
barut dumanları
silah sesleri
bir yanında sokağın
bir yanında düşlerin
bir kez daha içinden yol alıyor trenin
bir daha asla gidemeyeceğini bildiğin halde
gidiyorsun
“La ilahe illallah Muhammedün resulüllah”
elest bezminde bizden söz almıştın
Sen bizim Rabbimizsin demiştik
Sen’in ortağın, eşin ve benzerin yok demiştik
bazen San’a verdiğimiz sözü unuttuk
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!