Sana aklımı veriyorum,
Sevgili Lavinya.
Hiç bir şeyi
Benim kadar,
Düşünmeni istemiyorum.
Göçüp gideninlerin ardından,
El sallayan hep sen olursun.
Leyli, gidenlerin yaralarını,
Kalbinden söküp atamazsın.
Leyli, boş hayallere kapılma,
Şimdi o makberi,
Kim çağıracak?
Kim okuyacak selayı?
Sevgiliden başka.
Ölümle kim kıyacak?
Saçlarını rüzgara bıraktığında,
Sana bir serinlik gelirdi ya,
İşte o bendim manolyam...
Gözlerin yıldızlara bakarken,
Kayan bir yıldız görürdün ya,
Çile çekmeyen Aşk'ı bilmezmiş,
Güven bitince aşk çekilmezmiş.
Vazgeç desen de sen gönlüne,
Kul aşkı kula yalan, bilmezmiş.
Seni sevmiyor desende gönlüne,
Radyomda bir şiir,
Kısık ocağımda aş.
Biraz beklesem,
Dibim tutacak.
Mutfaktaki bu koku,
Burnuma vuracak.
Kuşlar neden korkmaz?
Gün kısaltan gölgeler,
Üzerlerine vururken,
Sessiz korkularından!
Bekleyen korkuluklar,
nsanlar çok kötüymüş anne,
Bana sen öğle dememiştin!
Onlar seni çok sevecekler,
Sende onları sev demiştin anne.
İnsanlar çok kötüymüş anne,
Seninle benimkisi bir körebe oyunuydu,
Ben her zaman bu oyunda saklanandım.
Ben bu oyunu senden öğrendim birtanem.
Ben sana yakalanmış bir körebeydim.
Bu oyunun bir körü vardı o da bendim,
Vehminle gölgelendiyse aşkım,
Gönlünde arasan da bulamazsın.
Kırlarda dolaşıp sarı bir papatyayı
Beni kokladığın gibi koklayamazsın.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!