Gidip de dönülmeyen o yeri,
Yahya Kemal Beyatlıya sor.
Henüz ölmemiş Cahit Sıtkı'ya.
Otuz beş yaşına varmadan sor.
Üstad aldatmış aldanmamış,
Ömrümüzün baharında,
Ne giden ilk sevgilidir,
Ne de sonbaharında,
Kalan son bir sevgili...
Her gidişte bir yara kalır,
Hayatın yükü omuzlarındayken,
Umut ekebiliyorsa gönüllere,
Nice dertleri taşıyabiliyorsa,
Bir kadının eli,
Sırf bu yüzden öpülmez mi?
Bir ses beni çağırır,
Kulaklarımı çınlatır.
Bırakıp da gel der,
O sese, gidemem.
Kulaklarımı kapatır,
İçkiden dem vuran,
Masada rakı arar.
Karnı tok olan,
Çorbada sinek.
İhtiyacı olan,
Fırtınalı havaların,
Dalgaları gibiyim.
Kıyıya yanaşınca,
Üzülürsün o gün.
Sahilden uzakta,
Okyanusta bir balık mıyım?
Göklerde yalnız bir kartal.
El değmemiş gönüllerde,
Kimsesiz bir tutsak mıyım?
Köhneleşmiş bedenlerde,
Nedamet dolu ömrümün açan çiçeği,
Gönlümün yazgısı, sen mi olacaksın?
Yaşadığım hayallerimin tek gerçeği,
Yanımda sen ne zaman var olacaksın?
Sözlerim sana olan feryad-ı figanımken,
Gözlerime dokunan güneşin,
Kalbime ne zaman girecek?
Kulaklarıma aşina olan sesin,
Ruhuma ne zaman gel diyecek?
Günlerim günlerimi kovalarken,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!