Bıçak kemiğe dayanmışsa,
Söylenen sözler faydasızdır.
Artık bazı şeyler değişmiştir.
Bıçağınız kör kemiğiniz kırıktır.
Kapı sesine aşina kulaklarım,
Bir telefon sesine kanar mı?
Sen gelince kalbim zil çalmalı,
Eteklerim heyecandan tutuşmalı,
Büyük bir yangın olmalısın,
Bu dünya dar gelmeli bana.
Gökten usul usul yağan,
Zarifçe süzülen kardır.
Bakınca manalı sıcaktır,
Dokununca yumuşaktır.
Aklımıza düşüşü şefkatli,
Her şeyine katlanırım,
Hasretinle, beklerken,
Yüreğimin üşümesine.
Her şeyine inanırım,
Hayalinle yanarken,
Git diyor sevilen,
Seven gidiyor.
Kal diyor sevilen,
Seven kalıyor.
Gitmek,
Sevene zor,
İnci ne zaman ağlar?
Bilir misin sen gönül?
Kabuğu güneşte açılıp
Ellere düştüğü zaman.
Niçin hasret çeker?
Sen ve ben et ve kemikteniz,
Tenlerimiz dıştan farklı olsa da,
Yıkanınca akan kirlerimizin hepsi bir.
Sen ve ben dokuz ayda tamamız,
Bir nefeslik, geçici ömür törpüsünde,
Nefes aldığımız dünyada aynıyız.
İnsan etçil midir usta?
Vejeteryan mıdır?
Bombalar yağarken,
Neden gülümser?
İnsan yamyam mıdır?
Gelip geçici dünyaya,
Bana kalbini versen,
Yalnızca sevsen yeter.
Alnıma yazılmışsan,
Bu benim için kader.
Yazılmamışsan,
Allahın verdiği,
Narin bir kelebek ömrüm,
Ha uçtu ha uçacak.
Bilmem ki, konduğum,
Sarı bir papatyayı,
Kimler koklayacak?
Bu asude ömrün sevgisi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!