AŞK'ı bilmeyenler,
Bizi bilseler ne olur?
Atomu parçalayanlar,
AŞK'ı bilmiyorsa ne olur?
Bağırarak öfkeyle yol aldıkça,
Sadece kendimiz üzülmeyiz,
Haklı, haksız bizleri sevenleri,
Bize değer verenleri üzeriz.
Sende kızınca benim gibisin,
Erkekler sizler uyuyun!
Kızlar sizlerse duyun.
Kırmızı sizin renginiz,
Bizim rengimiz mavi.
Sizin gülüşünüz sıcak,
Bizimkisi donuk mavi.
Kıyamete beş kala,
Baş ucumda yoktun.
Azrail sordu,
Nerde senin Meleğin?
Son bir kez baktım.
Son bir kez kokladım.
Masallar anlat,
Lambamızda cinimiz,
Ayak ucunda perimiz,
Elimizde elimiz,
Binbir gece süren,
Mutluluğumuz olsun.
Bir nehrin ayrılık bilmeyen,
Bİrlikte akan kolları gibiydik.
Aynı berrak suyu taşır,
Aynı yatakta yatardık.
Sadece biz vardık.
Yükseklerden düşer ağlardık.
Gönlüme dokunan kemanım sus artık,
Seni dinleyen, senin ahından alıyor.
Nasıl da vuruyorsun bam tellerine?
Nasıl da ağlatıyorsun herkesi kendine?
Dokunma sevgilimin narin ince hallerine,
Kırmızı karanfilleri,
Koyun yüzüm üstüne.
Ne güzel de yakışır,
Taze ölüm üstüme.
Yakışmaz diyenler var,
Bıçak kemiğe dayanmışsa,
Söylenen sözler faydasızdır.
Artık bazı şeyler değişmiştir.
Bıçağınız kör kemiğiniz kırıktır.
Kapı sesine aşina kulaklarım,
Bir telefon sesine kanar mı?
Sen gelince kalbim zil çalmalı,
Eteklerim heyecandan tutuşmalı,
Büyük bir yangın olmalısın,
Bu dünya dar gelmeli bana.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!