Nice medeniyetler kuruldu üzerinde;
Kurdağılı, Isaklı, Kalederesi, Çekerek,
Cemaloğlu, Hamzalı, Kavakalanı,
Kâhyalı, Sarıkaya, Çakır, İkizce,
Özürören, Sarıköy, Kamışçık,
Kazankaya, Çandır, Bazalambaç,
Sarı, kırmızı, beyaz,
Mor, pembe, turuncu…
Değişik ağaç ve bitkilerin,
Rengârenk çiçekleri…
Siz, önce kalbimde açıyorsunuz.
Sizinle meyveler oluşuyor, tatlı tatlı…
Bahar geldi, dayandı kapıma,
Dağlar yağmura doydu,
İçti suyunu, kana kana…
Bir duman yükseldi,
Dağların korkusuz eteklerinden,
Bahar kokusu kapladı,
Ağla! Gülmek için ağla…
Köpüklü bir ırmak gibi durmadan çağla.
Naas ve Felak’ı okuyarak,
Şeytanını kör düğümle bağla.
Kalk ve haykır dünyalara,
Bir sesin yükseldiğini iki dudaktan,
Kanayan bir yara,
Ağlayan bir ana,
Beli bükük bir baba,
Şaşkınca dolaşıyordu,
Bosna sokaklarında…
Sen; aç, tok yat kulağı duymaz,
Yaranmak için çalışır, durur kapitale,
Beş, on kuruş olsun şu fakire,
Nefes aldıracak yardımı yapayım demez.
Adalet, hukuk bu mu; yoksa sustu mu?
Bozkırın boz otları, boz tepeleri sararak,
Sinemden çıkan okları bağrında saklardı,
Rüzgârın nefesini dünyaya koklatarak,
Katılaşmış yüreklere, sevgi saçardı.
Taşlar haykırır ekinlerin arasından dağlara,
Dünyanın kalabalıklaşan nüfusu arasında,
Bir savaş başlatıldı, Avrupa’nın ortasında,
Masum ve mazlumsan dünyada suçlusun,
Yaşamını daima güçlülere borçlusun…
Bu zulüm ve işkence;
Sürüyordu dünyanın her yerinde…
Bir oy değiştirir ülkenin kaderini,
Kıymetini bilir hakka giden ederini.
19.04.2017
Yozgat
Ruslar Birinci Dünya savaşında Batum, Kars, Ardahan derken Bayburt’a gelip dayanmışlar. Rus askerleri şehirde dolaşmaya başlamış. Halk tedirgin bir şekilde beklemeye başlamış. Bu esnada İki Bayburtlu Çoruh nehri üzerinde bulunan köprünün altına saklanmışlar. Rus askerleri bakmışlar ki taşın dibinde iki kişi var, saklanıyorlar. Askerler tedbirini almış ve seslenmiş, “Ola oraya ne arayrsunuz?” Taşın dibindekiler cevap vermişler: “Ağabeyi biz adam değülüz. Ya nesünüz? Biz gurbağayız.” Askerler: “Ne kurbağası? Hiç bu kadar büyük kurbağa olur mu?” Bayburtlular köprünün altından seslenmişler: “Abi biz bıldırın gurbağasıyız, bıldırın gurbağasıyız, bıldırın gurbağasıyız. ” demişler.
04.08.2017
Erzurum




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!