İdris Çetin Şiirleri - Şair İdris Çetin

İdris Çetin


Köy çok kalabalıktı. Herkes, işinde gücünde çalışıp duruyordu. Köyde arazinin kıt kanaat olması, köy halkına gurbetlik hayatı yaşatıyordu. Köy halkı, altı ay şehirde çalışır, kışın da kazandıkları paraları harcardı. Bütün zorluklarla boğuşur ve mücadele ederdi. Yanaklarından mutluluk eksik olmazdı insanların.
Köylüler, kışın köy odalarına toplanırlar, gece yarısına kadar sohbet ederler ve geleneksel oyunlar oynarlardı. Onlar, dar gelirliydi ama çok mutluydular. Kışları köyün nüfusu daha da kalabalıklaşır, camiler ve köy odaları dolar taşardı. Hoca mektepleri de dolar taşardı. Halk kısa sûreleri, ilmihal bilgilerini bu mekteplerde okur ve öğrenirlerdi. Neredeyse kışın köyün nüfusu belediyelik olma durumuna yaklaşmıştı. O zamanlar, bir yerin belediyelik olması için iki bin nüfus şartı aranıyordu. Bu güzide dağlık köyümüz, belediyelik hayalini kıl payı kaçırmıştı…
Yazları durum tam tersineydi, herkes çalışıp para kazanmak, evini el alme muhtaç kılmadan geçindirmek için gurbetin yollarını tutardı. Gurbetlik zordu. Büyük, küçük, kadın, kız, erkek ve herkes için zordu. Bu yüzden yazılmamış mıdır gurbet türküleri, ozanlar dertli sesleriyle gurbetçilerin çilelerini sazlarıyla dile getirirler. Bu bitmeyen ama tatlı bir çiledir. Köyde herkes birbirine güvenir; malını melalını, ırz ve namusunu kısaca her şeyini birbirlerine emanet ederlerdi. Zaten bu güven her daim vardı, küçücük yurtlarında köylünün.
Kocaman kocaman şehirler vardı uzaklarda. Bu şehirlerle tanışmayan yüzlerce binlerce genç vardı. Şehirler kucağını açmış, Anadolu’nun saf ve temiz gençlerini bekliyordu. Aslına bakarsanız, şehir de yorgundu hem de çok yorgundu. Her gelene kucağını açıyor, kimseyi reddetmiyordu. Çünkü kaderi öyleydi. Haydudu, hırsızı, kaçakçısı, densizi donsuzu ve mafyası aklına gelebilecek bütün kötülükleri yapan insanlar, şehri biri sığınak yeri edinmişlerdi. Para elde etmek onlar için şehirde daha kolaydı. Çalışmadan kazanmak, hile yapmak, tuzak kurmak, çalmak çırpmak ve aklınıza hangi düzenbazlık gelirse hepsi bunlarda vardı. Onlar da şehrin bir parçasıydı. İşte şehrin bu gibilerden canı yanıyor, ağlıyor ve sızlıyordu ama derdini kimseye anlatamıyordu. Adeta dert küpüydü koca şehir. Dağı taşı altın ya herkes altın toplamak için şehre iniyordu. Neler kaybedeceklerini düşünmeden; onlarca, yüzlerce binlerce, yüz binlerce ve milyonlarca genç, her geçen gün şehre akım ediyordu. Sel sularının hırçın aktığı gibi şehre akıyorlardı, yurdun dört bir köşesinden. Şehirde iş, aş ve para vardı. Aklınıza gelebilen güzellikler de mevcuttu şehirde. Ama onları bulmak emek isterdi, çile isterdi…
Şehir susamıştı; namuslu, doğru, dürüst ve adaletli gençlere. Onların eksikliğini her dem çekip duruyordu. Gençleri bekliyordu. Nöbet tutardı, geceleri ve gündüzleri ne zaman gelecekler diye…

Devamını Oku
İdris Çetin

SENSİN
Vatanını işgale kalkışana,
İlk kurşunu sıkacak sensin.
İslam’ı hançerlemek için yapılan
Mescid-i Dırarları, yıkacak sensin.
Fitne çıkarıp ümmeti birbirine düşüren,

Devamını Oku
İdris Çetin



Duman dağları sever,
Balık suları sever,
Kar zirveleri sever,
Yalnızlık insana düşman besler.

Devamını Oku
İdris Çetin



Har vurup harman savurmayan,
Ecdadının emeğini kavurmayan,
Şeytanın neslini doğurmayan,
İmanın tadını almış bir gençlik.

Devamını Oku
İdris Çetin



Yağarsa kar bir insanın yüreğine,
Hakkı bilezik yapıp takar bileğine.

08.04.2017

Devamını Oku
İdris Çetin



Tükürsem suratına tükrüğüm ağlar,
Köksüz, ruhsuz dünyasını bağlar.

19.04.2017

Devamını Oku
İdris Çetin


Baharın ılıklığını içine akıt,
Tomurcukların sevda yüklü olsun,
Çiçeklerin arılarla donansın,
Körpe filizlerin umut olsun…

Devamını Oku
İdris Çetin

Kudüs’üm adın ruhumu okşuyor,
Seninle bir sessizlik duyar kalbim,
Seninle tarihin derinliklerine yolculuk yapıyor,
Seninle huzura eriyor yorgun bedenim.
Kalbime taht kurdun Kudüs’üm,
Üç kutsal dinin beşiği olan Kudüs’üm,

Devamını Oku
İdris Çetin



Yavşaklar yanar döner sulu yerlerde yaşarlar,
Menfaatleri için insanları çok ucuza satarlar,
Taştan, ağaçtan, helvadan putlar yaparlar,
Çıkarları uğruna gözlerini kırpmadan taparlar.

Devamını Oku
İdris Çetin

Bayram günüydü, çocuklar oynuyordu,
İçlerinden biri boynunu bükmüş oturuyordu,
Her bir çocuk bayramlıklarını giymiş seviniyordu,
Hz. Muhammed geçerken oradan onları izliyordu.
Kenardaki çocuğu hıçkırırken bir ağlama aldı,
Gözyaşları düştüğü yeri ağlatıyordu.

Devamını Oku