Günlerden pazarsa,
Kent uykudadır.
Sen erken uyanırsın,
Bence bahtlısın.
Masada mis kokulu simit,
Bir parça peynir.
Çayla şekerin ünsiyeti gibi,
Erisek seninle birbirimizde.
Buğu buğu yükselsek gökyüzüne.
Kaybolsak bulutların renginde.
Yağmur olup birlikte insek yere.
Tenimiz toprağa değdiğinde,
Bazı demler,
Demlikten ateşli bir dilber süzülür.
Değmez elleri ellerine.
Erir bakışların,
Ruhunda inleyen,
Egzotik şarkıların nağmelerinde.
Bu seher de gül yaprağına düşen çiylerle düştün hayal aynama. Hurufattan ayn,şın ve kafı hıçkırık tuttu… İklimime ışıl ışıl gülen gözlerin yağmağa başladı sabah serinliğinde…
Avuçlarımı yumdum. Yaktı avuçlarımı kor gibi hayalin. Buymakla yanmak arasında gidip geldim. Yokluğun dondurdu, hayalin kavurdu. Ellerinden esen serinliği, nefesinin yakıcılığını hayal ettim. Hayal iklimimi baştan başa fetheden sendin. Harflerde kâh üşüdüler kâh yandılar. An geldi hasretin kıskacında hıçkıra hıçkıra ağladılar.
Sonra, yüreğim bir gül dalına tutundu. Sen açtın ucunda. Ayn,şın ve kaf harfleri boy verdi. Tek hece, tek söz gül açtı. Şerhe güç yetiremedi hiçbir şarih. Çünkü açılan gonca aşktı. Bir akşam alacasında sular tutuştu, güller kana kesti. Tüm aşk perileri, nefes nefesti hayaline yetişmek için. Gülüşünü hayal ettim, hayalin nefesimi kesti. Hurufatta hıçkırık, yüreğimde ateş ömrümden hasret ve aşk kıvamında bir seher daha geçti.
Açar erguvanlar akşamın gözlerinde.
Selamlar kenetlenir telefon tellerinde.
Buluşur sevgililer akşam üstülerinde.
Sevda yüklü şiirler kuşların ezberinde.
Her akşam yuvalarda hüzün sabahı bekler.
Öper kaldırımlar ayaklarını,
Kıskanırım.
Kaldırıma bir gül düştü sanırım.
Düşer saçların omzundan aşağı,
Düşlerimde dağılır.
Ben dağılırım.
Dertlerin inleyen nağmeleri, kemanda ses.
İncelir hüzün telde içten içe, ten hüzne kafes.
Çay, ince bellide huzuru solur nefes nefes.
Kemanda dert destelenir,
Beste olur inler durur.
Çalan da dinleyen de o sese hasta olur.
gün çekilir penceresinden.
başlar parmakları karıncalanmaya.
ne gülmenin manasını bilir,
ne ağlamanın.
kaybolur göz oyuklarında zamanın,
kırağı çalığı bakışları.
İner bir ikindi vakti ölüm,
Donar gül dudaklarda söz.
Yağmur dolu buluttur binlerce göz.
Gönüllerde sağnak olursun,
Herkes sana yanar,
Sen cenneti solursun.
Erirken zaman hicranın gözyaşında.
İnce uzun bir gecenin,
Son hecesi süveyda.
Süveydayı kıskanır,
Bu yüzden hep Leyla.
Leylin gözlerinde sürme süveyda.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!