Firavun'un torunu, şeytanın süt kardeşi.
Tanımalı tüm dünya israil adlı leşi.
Zalimlerin zalimi, kalleşlerin kalleşi.
Garibin baş belası, mazlumun tebelleşi.
Gökyüzü yarılırken yıldızlarda som ayaz.
Tesir etmez ecele sitem veyahut da naz.
Kefen bezi incedir istemez ki ince saz.
Ben, bir daracık pencereden,
Bulutları gözlerken.
Turnalar geçiyor gökyüzünden, yüreğimden sen.
Sonra, ellerin iniyor sularıma turnaların gözlerinden…
Aklıma bir zamanlar demlediğin çay düşüyor.
Üşüyor ellerim, hasretin nefesiden.
Papatyaların gözleri sarı.
Beyaz beyaz güler yanakları.
Sevmez papatyalar ayrılıkları.
Ayırmayın vatanından çocukları.
Okşar annelerin papatya bakışları,
Parmakları üşüyordu karıncanın.
Yüreği pıt pıtdı heyecandan.
Ama öylesine emindi ki çıktığı yoldan.
Halil’de tevekkül, karıncada gayret.
Hayret ve gaflet imansızlığa şaşarken.
Nemrut zaman geçtikçe biraz daha batıyordu.
Çay denilen güzeli,
Süzülürken demlikten,
Bir kat daha sevmişken;
Bir Akdeniz şehrinde,
Düşümde düş gördüm ben.
Başlar iftar saatinde saltanatı.
Huzur süvarisi salıverir kula atı.
İçerken içimizden hüznü alıverir.
Katresi güzelleştirir hayatı.
Sükunet,zarafet birleşir usaresinde.
Oruç dudaktaki hasret.
Çay hasretin nemli gülü.
Mor bakışlı akşam üstü.
Hatıra yine çay düştü.
Uhreviyet, maneviyyet.
İçimde bir buğu yükselir dem dem.
Bir kuğu hasreti tütüyor didem.
Onun tebessümü derdime merhem.
Bir gün çıkıp gelse yaramı sarsa.
Dilimde;
Şarkın en güzel sesli şarkısıdır.
Dökülür dudaklarından billûr damlalar.
Şakır şakır/ şakır sabah akşam.
Şardağı'nın karı erir şakırtısında.
Sesi billûrdan ahenktir,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!