Artık esme be hüzün rüzgarı,
Böyle deli deli başımda
Yetmedi mi daha?
Zaten kırıktı dallarım,
Kavruldu umut tomurcuklarım,
Henüz başlarındayken baharın
Sarı bir eylül seherinde
Gözlerimin vahasından
Bir kervan kalktı, yürüdü.
Sevda taşıyordu, ağırdı yükü
Yüreği yanık gönül dostlarına...
"Umut" derken
"Unut"a döndü sözcükler
Eğilip bükülürken
Şu kemiksiz diller...
Her nasılsa
Ellerini ve dizlerini toprağa dayayıp
Dallarını bulutlara yaslayarak
Üzerinde bir çok canlıya mekan olmuş
Yaprak yaprak güneşe el sallayan
Bir ağaç düşün: Görkemli ve vakur.
Kısaca;
Azgın dalgalara dayanıyorsa eğer
Mendireğin şu taşları;
Senin hatırınadır sevgili
Bunu adın gibi bil.
Çünkü; her gün her saatte
Bekliyorum seni bu yerde.
Napoliten bir şarkı hafiften,
Delip geçmiyor, kalıyor yüreğimin yangın yerinde.
Titreyen gitar telinin her tınısı
Daha da büyütüyor gönlümdeki yangın alevini.
Bir yudum şarap söndürür ancak bu ateşi,
Ver garson, ver bir kadeh daha!
Sorup sorgulayan hiç olmasa da
Göz açıp dünyaya doğarız oğul.
Her insan doğarken çok ağlasa da
Gülüp oynayarak yaşarız oğul...
Dünyaya yaşamak için gelinir
İlk öğretmenimle tanıştığım zaman
Sınıfımızın en yükseğine asılmış resminde
Görmüştüm seni o gün.
Okuyup yazmayı ilk harfinle başlayıp
Düşünmeyi, bilimi, sanatı öğrendim adınla
Büyük Atatürk...
Zaman, sanki bir su
Akıp giden.
Ömür, bir anlık süreç
Göz açıp kapayana dek.
Dal dal çiçek
Arı, kelebek her yan
Yedi renkli gök kuşağına asılı
Yağmur damlalarıyla örülü
Bir salıncakta, bembeyaz gördüm seni...
Bulutların arasından ışıyan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!