Gözlerden uzakta
Bir taşın gölgesinde
Zarif boynunu yana eğmiş
Güleç yüzlü narin nergis...
Şen cıvıltılarla telaş içinde
Yuva derdinde çırpınan kırlangıç...
Kirpiklerden düşen bir damla gibiyim
Bu şehrin sokaklarında şimdi ben
Ürkek ve mahsun.
Hüzünlü bir şarkının nağmeleri süzülüyor
Evlerin balkonundan, dükkan vitrinlerinden.
Benim dönüşümü kutluyor sanki bugün
Esmer akşamlarda batarken güneş
Gonca gül dalında bülbül, cana eş.
Tüllenmiş dağların kızıl ufkunda
Yılların ardında kalmış arzukeş...
Köprünün altından çok sular aktı
Başımı yastığa koyduğum zaman
Dert savaşı başlar gece yarısı.
Rahat yatak olur koca bir zindan
Gördüğüm serap bir çile yarışı.
Şarkılar, şiirler etmez teselli
Yağmur çiseliyordu,
Hafiften bir esinti.
Adımlarımın önünde
Kuru yapraklar uçuşuyordu
Ve aralarında
Zavallı yüreğim savruluyordu...
ÇOCUKLUĞUM
Dağ yollarının sarp bayırlarında koşmak doludizgin.
Acı kekik kokularını uçurtma ipleriyle paylaşıp
Yılları, takvim yapraklarında tuttuğum
Çetelede kaldı çocukluğum...
Hayat bayram olur yüzün görünce
Ömrümce hep seni sevdim daha ne?
Gece gündüz koştum güzel peşinde
Ben yalnızca seni seçtim daha ne?
Sevmek; uçurumdan düşmekmiş meğer,
Her sabah güneş doğarken,
Bir gemi kalkar yüreğimin iskelesinden.
Çığlık atar beyaz bir martı
Ciğerimi parçalarcasına.
Bir vapur düdüğü çalınınca,
Sabahleyin kırlara gidelim hep birlikte
Uçurtmamı salalım göklere
Süzülüşünü seyredelim olur mu, baba?
Kardeşimle annem çiçekler toplasın
Saçlarına takmak için.
Şimdi bir an önce yatıp uyumak istiyorum
Gün aymış tepelerin bağrında
Dingin doğa susmuş bekliyor.
Dinleniyor çimen ve güneş
Demleniyor dipsiz gökyüzü.
Yaprak üstünde tirşe bir çiy damlası
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!