Yüreğimin senli köşesinden öp haydi
Usulca.
Sonra çek git, hiç olmayacak yerlere!
Dur... Dur, ne yapıyorsun?
Gitmee!
Niye öyle masumca bakıyorsun?
Kör kuyulardan yükselen bu çığlık
Bir rüzgar gibi saçlarını okşamadı mı?
Karardı kan çanağındaki gözler
Koyu ormanların,kuytu gece zifiriliğiyle.
Sustu gönlüm,amansız fırtına öncesi sessizliğince
Koptu umutlarım,gömüldü denizlerin dip maviliklerine.
Sevda adına gözyaşlarını kurulamak,
Omzuna yaslanan ipek saçları okşamak,
Elele verip engelleri aşmak değilse
Söyle bana, sence aşk nedir?
Batan günü, ufukta beraber izlemek
Ufuktaki doğan güneşle uyanarak
Üstünden fırlat at, uyku sessizliğini!
Zamanı geldi de geçti deyip kalkarak
Anlat, çağlar süren tarihini TEFENNİ! ..
Gözlerini antik çağda dünyaya açtı.
Defter yaprağından bir yelken yaptım.
Bıraktım gönlümün amansız enginlerine.
El salladım ardından, umarsızca gülümseyerek.
Fırtınaları aşıp yılları katederse eğer,
Bulunduğun limana demirlediği anda;
Bitiremediğin sevgimle dolaşan bu kalbi,
Bir baba taşı vardı
Bir de ben.
Rüzgâr ıslık çalıyordu
Bomboş rıhtımda.
Bulutlar sarkmış denize
Yağmur çiseliyordu hafiften
Bir maceradır gelir geçer derler ya kimileri
O güzel günler bende gelip geçmedi be canım!
Sensiz olan günler geçmiyor, çekilmiyor bir türlü.
En sıkıntılı anlarda kalkıp şiirler yazıyorum sana
Duymuyorsun, duymak bile istemiyorsun bir tanem.
Ben anlarım, sevenler bunu bilir güzelim...
Koca dünyanın çekilmez kahrını
Ta çocuk yaşta sırtlamışsın babam.
Evinin ekmek, tuz ihtiyacını
Çok küçükken karşılamışsın babam...
Sobaya odun atıp yakamadan
Batan günün kızıllığında,
Sana olan sevgimi anımsadım.
Karaltı halindeki martının kanadıyla
Sızlayan kalbimin gözyaşlarını kuruladım.
Ufukları çizen lacivert dağlarda,
Flu renkli özlem çiçeklerini kokladım.
Yıllar önce gözlerimin içine dalarak
Dünyalara değişmem sevgini derdin.
Yıllar sonra karşılaştığımız köşede
Tanımıyorum boşversene, deyip geçtin.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!