İbrahim Arslan Şiirleri - Şair İbrahim A ...

İbrahim Arslan

Okyanus dolu suydum, Nil'e döndüm.
Z' den girdim, A ile döndüm...
Yolumdan bile, bile bile döndüm...
Hergün sensizlikten...Glu glu eden..
Bak ben bugün, ayan beyan kele döndüm...
Beni toprağa vurup durduğun bel'e döndüm...

Devamını Oku
İbrahim Arslan

Tabiri caiz ama,
Tabir edemez kimse.
Bu rüyanın, rüyası...
Ne sensin, ne de kimse...
...
Habire uyu diyor,

Devamını Oku
İbrahim Arslan

Bugün de sevgililer günü olsun mu?

Yarın da!

Sonraki günde...

Devamını Oku
İbrahim Arslan

Sen biliyorsun ki,
Şimdi yağmur yağıyor.
Şimdi ıslanıyorumdur...
...
Sensizlikten yanıyorumdur,
Sen biliyorsun ki.

Devamını Oku
İbrahim Arslan

Uyu, Uyu... Nereye Kadar Uyu?
Vakit namaz vakti uyuyor beş duyu...
...
Kalbim körleşmiş, katılmış, kararmış...
Yine de cennetten köşk istiyor ya hu?
...

Devamını Oku
İbrahim Arslan

Ahde vefa,
Yare vefa.
Yar' da vefa.
Olması lazım...
...
Şah'ta vefa,

Devamını Oku
İbrahim Arslan

Hiç şiirin büyüsüne kapıldınız mı sizde? Herhangi bir şiir sizide 12'nizden vurdu mu? Bir şiir sizide derin düşüncelere daldırdı mı? Herhangi bir şairi sevmez misiniz? Bir şiir ezberlediniz mi? Ömrünüz de kıyınızdan, köşenizden, yolunuz bir şiirden geçmedi mi yoksa!

Şairler öksüzdür biliyor musunuz! Şiirler yetim. Şiirler ağlar ve ağlatır. Her yürek yazamaz o okuduğunuz bir şiiri. Her şiir ise şiir de değildir. Boşa yazılan ve duvarlara yazılan şiirler vardır. Anlamazsınız siz onu zaten sizde bir duvar değilseniz!

Sinema, diziler şairlerimize, şiire kucak açmalı. Bunun örnekleri çok olmalı. İtibar ölen şairlere değil ayrıca yaşayan şairlere de olmalı. Şiir gibi diziler, filmler çıkmalı! Oynamalı! Çekilmeli. Şiire bir yere kadar sırt dönebilirsiniz.

Devamını Oku
İbrahim Arslan

Kayıp kelimesini buldu mu dersiniz, yitirdiği kelimeyi buldu mu dersiniz, hep varolacak ama unutulan cümleyi hatırladı mı dersiniz, yeniden 'sevgi' ye yapışmış, tutunmuştu şair...

Sevgi kalplerde solamazdı, sevginin rengi hep 'yeşil' di... Hep yeşermeliydi yüreklerde. Ve karşıt tüm kelimeler bavulunu toplayıp gitmeliydi ülkemden! ! ! Sevgi ile atmalıydı kalpler. Kendim için değil kızım 'Sevgi' için yazmalıydım bu satırları...

Başlangıç yapmalıydım yine, yeniden küllerimden doğmalıydım... Yeniden yazmalıydım. Milliyet Blog'da inadına inadına yüreğimle kalmalıyıdım. Biliyordum kimse 'kal' demeyecekti... Ya da bir kez kal diyenler ikinciyi demeyecekti... Ya da ağır eleştirilerle sen zaten gidip gidip gelirsin denilecekti... Bugüne kadar evet haklı çıkardım şimdi o kimseleri... Biliyorum hepinize belki de 'kal' geldi... Ama bilmezlerdi ki şartlar zorlamıştı ayrılığı... Ayrılmak o zaman dilimi için en kestirme yoldu...

Devamını Oku
İbrahim Arslan

Resimdeki ünlüyü tanıdınız, pekâlâ ünsüzü tanıyabildiniz mi?
RESİMDEKİ ÜNSÜZÜ TANIMAK…!
Yazısını, yani bu yazıyı yazmaya başladım şimdi… Hayatta öyle önemli kimseler vardır ki, yaşar ki, onlar yaşarken çok önemsizdirler. Kimse önem vermezler onlara. Onlar hayata ne yazılar yazmışlardır da okumamışlardır onları. Ya da kendilerini okutmayı başaramamışlardır…
Gelin görün ki resimdeki ünlüyü herkes tanır, o ünlü olmuştur. Ünlü oluncaya kadar ne emek sarfetmiş, ne yollardan yürümüştür. Ya da ünlülük onun yakasına o hiçbir şey yapmadan yapışmıştır. Belki doğru yerdedir, doğru zamanda. Belki pes etmek üzereyken tutmuşlardır elinden. Hayal kurduğu hayatı yaşayamaz çoğu kimse!
Bunları yazmak için yazmıyorum. Şu an yazma açlığı var üzerimde. Yazarsam doyacağım belki… Belki yazdıkça daha da acıkacağım. Bu öğle vaktinde midem be adam ne yazıp durursun, git kendine ziyafet çek dese de, onu dinlemiyordum. Dinlemeyi zaten pek sevmez herkes, herkes konuşmayı sever. Herkes tanınmak ister. Herkes o resimdeki ünlü olmak ister… Bilirler çünkü resimdeki ünsüzü kimse tanımaz, kimse kim bu diye sormaz…
Gerçekten de değersizin tekidir! Yoksa değerli taşın yanında ne işi var! Değerli taşın yanında olsa, yaşasa sıradan bir taş, yanındakinin hürmetine değerli safına konulur mu? Biri kolaylıkla elden çıkarken, diğer değerli olan taşa bakmaya, atmaya, satmaya kimseler kıyamaz… Ama değersiz gördüğümüz taşlar bile bu hayatın bir parçasıdır, yapı malzemesidir! Onlarda yaşarlar şu hayatta… Siz ne yerine koyarsanız koyun, onlar da bir varlıklarıdır yaşamın! Ve yeri gelir başınızı yarar!

Devamını Oku
İbrahim Arslan

Ramazan ayının 27. günü ve gecesi değil henüz 17. günüydü! Kadir gecesi bu ay da saklı biliyorsunuz. Ve ekseriya 27. gecesinde Ramazan sanki başka yörüngeye girer. Kadir gecesi Ramazan ayında saklıdır Birinde de olabilir otuzunda da! Bu böyle bilinmeli. Ne biliyorsunuz belki bu gecedir. Efendimiz son 10 gününde arayın diyor. Demek ki genel de son on günlere isabet ediyor. Neyse konuma geçeyim, öyküme. Oruç hakkında idi :))

17. günüydü Ramazan ayının. Son zamanlarda insanlar askıya asar olmuşlardı oruc'u! İki genç bir duvar dibinde sigaralarını keyifle tüttürüyorlardı. Biri 17 yaşında bir 19... Birinin adı Ramazan birinin ki Kadir'di, olsun diyelim. Yanlarına 50 yaşlarında görünen bir adam yanaştı. Saçları beyazlamış ve ince- zayıf bir adam.

- Gençler yanınızda bana da yer var mı dedi.

Devamını Oku