Üşüyen Kelimelerim Var Ellerinde
Üşüyen kelimelerim var ellerinde,
sanki kışın ortasında doğmuş
ve hiçbir ocağa yetişememiş çocuklar gibi.
Onları senin parmaklarının arasında görüyorum,
Uzakların İçinde
Ben,
her gece göğe baktığımda
yıldızların sana giden yolu işaret ettiğini sanıyorum,
ama onlar gerçekte donmuş gözyaşları —
Vazgeçemediklerimiz
İnsan önce küçük şeylerden vazgeçmeyi öğrenir:
bir bardak çaydan,
ama önce dudakta bıraktığı o sıcak izi fark ederek.
Buharının yüzüne çarpan sabah serinliğini,
“Yağmur Gibi Aşk”
Aşk böylesi şiir şiir yağarken,
seni yüreğime ekmezsem olmaz ki.
Gök delinmiş sanki,
Yaraya Kadar Doldur Saki (I)
Kadeh, gecenin avucunda parlayan ince bir midye kabuğu;
içinde taşkın bir deniz, zamandan arta kalan kızıl bir şarap.
Yara, göğsün ortasında açılmış gizli bir kıyıdır;
her damla indiğinde sular taşar, ufuk kendi üzerine kapanır,
Yaraya Kadar Doldur Saki (II)
Meyhanenin loş ışığında oturuyorum,
kadeh elimde titriyor,
içimde boşluğun ağırlığıyla.
Saki sessiz,
“Yarınlar yokmuş gibi sevsene bugün beni.”
Bugün, kalbimin en çıplak yerinde açıldı bir kapı.
İçeriye sen girdin,
sanki yıllardır beklenen bir sesin yankısı gibi.
Düşlerimdeki dağları aşarak,
"Yenilginin İçinden Geçip Sana Varan Adam"
Bir adam vardı...
Adını anmıyordu kimse, çünkü kimseye kendini tam anlatamamıştı.
“Zehir”
Ruhuma öyle bir zehir damlatmıştı ki,
Onsuz yapamıyordum artık,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!