Her gelen bir parmak atsa balına,
Ağzını şaplatıp, yalar sa yandık.
Boynundan tutupta çök se dalına,
Saçlarını bir bir yolar sa yandık.
Geçen zamanlarda ne günler gördük;
Geleceğin dünyasında,
Cinler cirit atadursun.
Eller mars'a taşınırken,
Halkım borca batadursun.
Her gelişme elden olsun,
Hep özlediğine bakıp kaldınya,
Elinden kaçanı göremez oldun.
Maksada kavuştun, tutup aldınya,
Yüce amaçlara eremez oldun.
Nedir ki? Suflinin selsefil hali,
İlim irfan çok ise,
Mahlukatı tanıdım.
Şüphe kalb de yok ise,
Tahkikatı tanıdım.
Herkes bilince biri,
Şu kalbimi; al sırtına,
Yavaş yavaş, taşı canım.
Boş bir kalbi yük edinmek,
Hamallığın işi canım.
Yeniden can buldum kayboldu kuşku,
Kapanmış yarayı, korkum kaşır mı?
Bunca yıl sonun da keşfedip aşkı,
Kalbime yüklesem ruhum taşır mı?
Hayranlar yoksa da, gözde, kaşım da,
Şaşırıp kaybetse yolunu insan,
Hepsi delalete düşmüş görünür.
Sürükler kızını, oğlunu insan,
Herkesin doğrusu tersmiş görünür.
Şöyle düşünürüm de ben, biz, bizler,
Süzülsün turnalar, gök yüzü geniş,
Meçhul umutlara gitmen turnalar.
Hasretle beklensin sılaya dönüş,
Varıp gurbetelde ötmen turnalar.
Söyledin kelamı turnaya dedin,
Rüyalarda zaman, beni tanımaz,
Ben de hep özgürüm, zamandan ayrı.
Yürek yangınlarda ama farımaz,
Ömür ateşlerde dumandan ayrı.
Şeytan bir şey söyler, sessizdir vicdan,
Yaşanan onca şey anlam kazandı,
Anlamsız olan da unutulanlar.
Yaşandı ki zaman, hayli uzandı,
Uzunluktan geri kaldı mı anlar?
Gönül özlemleri bedenden ayrı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!