Hep özlediğine bakıp kaldınya,
Elinden kaçanı göremez oldun.
Maksada kavuştun, tutup aldınya,
Yüce amaçlara eremez oldun.
Nedir ki? Suflinin selsefil hali,
İlim irfan çok ise,
Mahlukatı tanıdım.
Şüphe kalb de yok ise,
Tahkikatı tanıdım.
Herkes bilince biri,
Şu kalbimi; al sırtına,
Yavaş yavaş, taşı canım.
Boş bir kalbi yük edinmek,
Hamallığın işi canım.
Yeniden can buldum kayboldu kuşku,
Kapanmış yarayı, korkum kaşır mı?
Bunca yıl sonun da keşfedip aşkı,
Kalbime yüklesem ruhum taşır mı?
Hayranlar yoksa da, gözde, kaşım da,
Şaşırıp kaybetse yolunu insan,
Hepsi delalete düşmüş görünür.
Sürükler kızını, oğlunu insan,
Herkesin doğrusu tersmiş görünür.
Şöyle düşünürüm de ben, biz, bizler,
Süzülsün turnalar, gök yüzü geniş,
Meçhul umutlara gitmen turnalar.
Hasretle beklensin sılaya dönüş,
Varıp gurbetelde ötmen turnalar.
Söyledin kelamı turnaya dedin,
Bilişim çağında huylar değişti,
Bir ayarda eski düzen durmuyor.
Bu sancılar belki, yeni doğuştu,
Ne, nasıldır, niçin? Kimse sormuyor.
Çözümdeki yanıt hayli derinde,
Rüyalarda zaman, beni tanımaz,
Ben de hep özgürüm, zamandan ayrı.
Yürek yangınlarda ama farımaz,
Ömür ateşlerde dumandan ayrı.
Şeytan bir şey söyler, sessizdir vicdan,
Haliyle tarafız, tarafsız değil,
Geçip giden canlar lazımdır çünkü.
Nice ocak söndü, azbuz da değil,
Akıtılan kanlar özümdür çünkü.
Saldırganlar haklı, savunan haksız(!)
Bir ömürlük şu hayatın,
Her anını var biliriz.
Geçip giden bunca yaşın,
Kalanını dar biliriz.
Sayman seneleri boşa,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!