Bizim buralarda hava
beş karış donduran cinsinden
insanı köle ediyor kara küreğe
kazı kazı bitmez kara kışın yorgunluğu
hiç sorma bu aralar umudu
Buzları dişleyen
En sıcak gül kırmızısı
Yağmalarken ufacık mahşer sokağını
Bir ben var o da benden kalan beden
Sen aldırma ki durma böyle,
Bir kibrit yak yine cehennemde
Afyon gibisin vesselam
Bazı külhanlığın tutuyor
Naran deliyor gözbebeklerimdeki damlayı
Tarihin dinozorları ürkek ürkek
Nasıl karşında durduğuma bakıyor
Boş ver sen onları Pata ölümüne
Senden az ötede indim.
Adım adım titredim, sökülürken düşlerim
Rüyalarım, yalpaladı İstanbul.
Sokaklarında her cinayeti,
Cani gibi izledim
On yaşında bir ağaç
Ağaç bir milyon insan gördü
Hiçbir göz büyütmedi onu gölgesinde
Bir insan dikmişti hayatın orta yerine,
Sadece o biliyordu
Ne zaman duyabilecektim?
Nerede ve nasıl birlikte olabilecektik
Dün bir ayakkabı
Sordurdu bu soruları bana
Senin naftalin kokan yatağına
isim saklamak
ama kendimi saklamıyorum ben
mısralarım kadarım...
Kayıklar küreksiz
Vuruyorum ellerimi denize
Alsın kalbimi kıyılardan
Çıplak gökyüzünün berduş maviliğine
Ay düşer bir vakit tekneye
Ölümü bıraktım ışıklı durakta
Koltuğumda binlerce rüya
Her sabah bir vapur
Bir tekne, olmadı, iki kol
Açılacak elbet korkunun diyarına
Yine yerde, yine sürüklüyorum bedenimi
Ne kol var ne baş, tozla duman
Gözlerim neredesiniz?
Karanlıktayım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!