şimdi salındım
salıncak sanmayın ömrümü
iki direk arası koştum
acil bir damla kan gerekliydi macerama
eyvah demeye kalmadan
kıyametim değdi el pençe huzura
her sokakta besili katiller
her küfre bir dua
her bebeğe bir rüya biçildi
ana rahmine insancıklar
Kılıçların gölgesine vurdum yumruğu
Ha dedi, ha dedi önüme düşen şeytan
Tutturdu yüreğim ölüme kalmaz bu ferman
Sık yaşamın fareciklerini dua oku gölgelerin ölümüne
Yazmak ister
Bir bebek kadar ağlamak ister bu vatan
Bir değil bin tekme bir değil bin ceviz ağacı
Karakollara sığmayan kavgalar ister
Bu vatan ölmek ister
Islığıma da mı düşmansın
Dişsiz dilsiz harfsiz
Sessiz mi sessiz
Kemirirken rüzgar, çığlıkları
Islığım da ıslığım bırakın da ağlayayım
Öyle bir kalem vurdum ki kağıda
Mürekkebi akmaz ellerimde kiri
Ağacımı görmek istediniz
Kağıda bak kağıda
Ananın ağlayışını
sokakta sümüğünü yediğin zamanı mı
kimin fikri
suretleri bedene koymak
aldanışın sokaklarını
kalbin düşlerine nakşetmek
az soluk içinde
ben doğalı her şey aynı değil
bir kere ağaçlar var artık
gökyüzü, kuşlar damdan düşenler var
en önemlisi yağmur var bu dünyada
Lanet olsun, lanet hürriyete
Ha ona tapana!
Ben çaresiz doğdum namlunun ucunda
Üç kuruştu ömrüm satın aldı, bilmeden ukala
güzel bir sonbahar günü havası
sokakta yürüyorum vakit yatsı
etrafımda binlece mavi dalga, ışıklar
gözlerimde hayatın tablosu
yağmur damlaları gılla
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!