Hilmi Yavuz Şiirleri - Şair Hilmi Yavuz

Hilmi Yavuz

çok uzun anlatmak gerekti
ve biz, sadece ima ile geçtik

'yol verin sevdaya'
gördük ve yol verdik
acıdan kalkıp acıya

Devamını Oku
Hilmi Yavuz

söylesem hüzün olur, söylemesem de hüzün;
zaten sözler de bezgin... kime anlatılsın?
âh, dil’den ürker olduk; kimse dil’in bir düğün
olduğunu bilmiyor; bir kenara atılsın
diye bekliyor şiir... yılışık ve savurgan
çok boyalı bir gülün yükselişi... ne hâzin!..

Devamını Oku
Hilmi Yavuz

sen ilkyazı önce kendinde oluştur
ve sonra büyüt hiç solmayanı

bir dağ ki kendinden umulmayanı
senin yüzünden devşirip birden
ve en hoyrat, en sevecen

Devamını Oku
Hilmi Yavuz

Zaman, dilsiz çocuk, Zaman...
bana neler söylemek istedin?
sözcüklere yağan kar'dın
izini yitirdim bakışlarda
bir külün içinden okuyuşlarda
kar'dın, kendini küredin

Devamını Oku
Hilmi Yavuz

bekleyen isterse beklesin...
beklerler... lambalar kuruyor;
gül, daha tohumdayken solmaktan
bıkmış; dallar, kusmuklu; bir vinç,
gitgide ağırlaşan, batan sokaktan
kendini kaldırmayı deniyordu... –bırakmış...

Devamını Oku
Hilmi Yavuz

olum bir aşirettir doğuda

ay ışığı gülden hoyrat
golleri güzelden talandır
ve asi , durak bilmez ağıtlarıyla
uçsuz bucaksız turnalarını

Devamını Oku
Hilmi Yavuz

sen bir yalnızlığı koşup gittin de
bir yerde buluşulur diye, belki de...

elbet buluşulur, orda, o yerde...
bir hüzün töreniyle kutlanır
bulunur birşeyler ve saklanır

Devamını Oku
Hilmi Yavuz

yalnızlık zamanlandı: önce aşk, sonra yaprak...
günler geçilecekler... atlar, gümüş yeleli
yüzünü aynalara, bir tek onlara bırak;
sürünsün sirki aşkın, bak, seni görmeyeli

çok değişti aynalar ev içleri bulandı;

Devamını Oku
Hilmi Yavuz

Sen gittin gideli kuşlar anlamaz görünür
Her acılan gülde yepyeni bir Sırâz görünür
Bakışlar dağılırken denizin belleğinde
Senin her sihrinde geçmiş bir yaz görünür

Devamını Oku
Hilmi Yavuz

kent! işte orda! ölü doğmuş kelebek;
gibi kanatlarıyla varoluş seni bekler...
lime lime sesiyle, âh, el bebek gül bebek
büyütülüp bugüne getirilmiş sözcükler...
şimdi artık bir camın arkasında, eprimiş;
işte orda! öylece, iğnelenmiş olarak;

Devamını Oku