Soğuk yüzlü kışın
Sıkışıvermiş ortasına
Sıcak gülüşlü bir gün
ve ben herkesten sürgün.
Senin hayalinle ısınıyorum
Fotoğraflarınla eski günlerin tadına varıyorum.
Artık seyretmiyorum güneşin doğuşunu,
Beni ilgilendirmiyor hayat dolu oluşu;
Çünkü sen varsın hayatımda,
Geziyorsun damarlarımda.
Güneş gerekmiyor dünyama.
Fazla gelir iki güneş bir dünyaya.
Sen ateş, zaman benzin.
İkiniz,
Başıma Neron mu kesildiniz?
Yaktıkça yakıyorsunuz
Cılızlaşmış yüreğimi,
Senden başkasını görmeyen gözlerimi.
Yıldızlara benzer gözlerin,
Parlak
Ama benden çok uzak.
Ben, düşüncene tutsak.
Sensiz üzgün durur sokak,
Yüreğim korkak mı korkak.
Tohum ekersin toprağa
Çorak olsa da.
Bilirsin ki her doğan güneşin umut taşıdığını,
Bulutların merhamet yağdırdığını.
Gün gelir fırtınalar eser,
Küsme
mucizelerle dolu hayata.
Gömülme
köstebek gibi karanlığa.
Sağlık asılı duruyor geleceğin dalında.
Uzat başını bahar kokan dünyaya.
Kana bulanmıştı insanoğlunun eli
Kabil'den beri.
Bataklığın içinde debeleniyordu,
şair hayalindeki güzeli anlatıyordu:
Bülbül ötmüş,sevgili onu terkedip gitmiş...
Tren istasyonlarında
Kırk ayak gibi ince, uzun terenler,
Kimisi uykuya yatmış sessizce bekler.
Kimisi raylarda yılan gibi tıslayarak gider.
Put duruşlu banklarda oturur yolcular.
Cana can katan güneşim.
Aydınlık işçisiyim.
Fedakarlık benim işim.
Her gün yol alırım doğudan batıya,
Kuzeyden güneye.
Senden dünyaları istemedim sevgili!
Beklemedim kendinden vazgeçmeni.
İnişli- yokuşlu, dikenli
Kapına çıkan yollarda
Göstereceğin bir vefa uğruna
Harcadım deniz ılığı tebessümlerimi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!