Sevimli hayatının sevimsiz bir anında,
İstilacı karanlıklar çökebilir neşeli ruhuna.
Büyüttüğün umudun solabilir yüreğinde,
Pembe hayallerinin renkli sokaklarında.
Yüreğine merhametle dokunacak
Kimisi için yazılışı sadece kuru, bir kelime
Benim için çözemediğim ,hayal meyal bir bilmece.
Buzlu camların arkasından görürüm seni her gece.
Mutluluk elbisesi altında düşünürüm seni sessizce.
Ürkek sırtımı, güvenle dayayabileceğim;
Yarımım, sol yanımın yarası.
Dünün, yarının sızısı.
Dinmez sol yanımın acısı.
Sensiz yarımım;
hayatımın dünü, yarını.
Acılar bana düşman mı dedin,
Çektiğin acılardan şikayet mi ettin?
Düşsen de acılar kozasına
Sancıları çekilmez olsa da
Hayat sona erer sanma.
Acılar hayat vadeden koza
Adana’nın kalbinde durur bir şadırvan,
Susamışlara huzur verir musluğundan akan;
Küçük ilim odaları etrafını saran.
Ecdadın ruhunu taşır bu mekan.
Her bir taşı tarihin tanığı;
Sen ne ay’ım ne de güneşimsin.
Çünkü ay da güneş de
Bir görünür bir kaybolur.
Anladım…
Aysız, güneşsiz bir süreliğine yaşanırmış.
Çocuk büyütebilmek zor zanaat.
Anne baba çocuk için iki kanat.
Çocuklar özgürce büyüyebilir,
Güneşin doğuşunu görebilir
Ancak anne babanın kanatları altında
Arıyorum,
arıyorum o sıcak yuvamı,
Kışa seslenen bir sonbahar akşamı
Yığınlar altında kalmış hatıralarımı.
Ayrılık ve hüzün düşerken dallardan
Artık birbirimizin
Kapsama alanlarının dışında kalan
İki cep telefonu gibiyiz.
Beni arayıp sorma.
Boşuna yorulma.
Artık birbirimizin
Kapsama alanlarının dışında kalan
İki cep telefonu gibiyiz.
Beni arayıp sorma.
Boşuna yorulma.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!