Bir Yusuf Bir İhanet Bir Kuyu
İçinde mi sakladı ağaçlar seni?
Dibinde karıncalar oynaşırken
Çiçekler açtı saçların gibi
Yeşil morla kırmızı beyazla kaynaşırken
Maviyi gözlerinden mi çaldı deniz?
Gittiğini sanma
Bir korunun içinde
Dört taş arasında yakılmış ateş
Üstünde isli bir demlik
Bir gazete üstüne kesilmiş birkaç domates
Karıncalar ağaçlara tırmanırken
Ağaçkakan vurur gagasını ağaca
Yaşamak lazım dikkat çekmeden
Diye düşündü
Yapraklar savruldu yanlarından
Bir sigara kadar yol gidecekti
Kafası karışmıştı
Ne için yaşamalıydı?
Işıkları seyrederken uzaktan
Karanlıklar ve yıldızlar arasında
Bir kurt masalı dinlerken
Yüksek dağlarda ölmeliyim
Bir ben ve evren
Bir dağ başı
Kelimeler arasında söylenmeyen ne varsa
Düşünceler içinde önemsiz gördüğün veya
Ve yahut bakıp görmediğin tüm ayrıntılarda
Ben seni bekliyordum sen görmedin oysa
Kelimeler arasında söylenmeyen ne varsa
Gülüşün tutuşur gece içinde
Aselya ben seni bekliyorum
Göğsüme karışır acı içinde
Aselya ben seni özlüyorum.
Dallar sallandı yaprak döküldü
Yalnızlığın hükmüdür rüzgâr saçlarımda
Kayar günler yaramaz çocuklar gibi
Kapıma savrulan yaprağın avuçlarında
Bir mevsim getirir sapsarıdır elleri
Aselya hükümdür ak düşen saçlarımda.
Esse rüzgâr dal kırılsa
Yıkılsa tüm her ne varsa
Tek bir parçam bile kalsa
Ben hep seni bekliyorum.
Gidersem elbette bir gün ulaşırım
Uzaklar senden daha da uzak değil
Yaşarsam her gün daha da yaklaşırım
Aselya, ölmek sen kadar ırak değil.
Ne dilde bir söz var ne elde hece
Aselya ikindi vakti içimden bir kuş kalkar
Cami avlularından kanat çırparak yükselir
Ve artık bir sen kadar soğuk sonbahar
Önüme bilmediğim bir kainat gerilir
Aselya ikindi vakti içimden bir kuş kalkar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!