Aselya ikindi vakti içimden bir kuş kalkar
Cami avlularından kanat çırparak yükselir
Ve artık bir sen kadar soğuk sonbahar
Önüme bilmediğim bir kainat gerilir
Aselya ikindi vakti içimden bir kuş kalkar
Senden öte kaç bahar öteye bıraktığım yaşamak
Habersiz ve umursanmadan umursamak
Yolları dirhem dirhem yoluna yokuşuna kazımak
Benimdir öfkenin benden başkasına işlemeyen kurşunu
Benimdir can acılara direnmeyi yaşamaktan sayarak
Hüznüm geceye dökülür
Birkaç heceye çakılır
Acın sineme çekilir
Aselya kara gecede
Önümüzde karlı dağlar
Sokaklar tutuşur, başucumda
Yağmurlara tutulur iklim
Kıyamete yakınım avucunda
Aselya, bekledim sen gelmedin.
İlk bakış, fotoğraf, âşıklar tepesi
Çocuklar gibi gülüşler
Mavi düşer yanağına
Gözlerinden kayıp düşer
Mavi düşler yatağına
Yar unutulur mu aşklar
Ahım düşer yalnızlığa
Mavi camlarından düşlerimin
Umudum düşer karanlığa
Usturalı ayrılık acılarından
Elde kalan bir elveda
Sen gittin gideli benden
Gözüm yoktur şu dünyada
Sen gittin gideli benden
Yıllar var ki ben özlerim
Düşerken tuttum saçlarını
Çocukken koştum yollarına
Toz ve duman…
Ben hep seni sevdim
Ben tek seni sevdim
Yokluğun, yoksunluğun, bir zamanın içinden
Umuda çıkan yolcu kendi hâlinden yorgun
Dinledim ki ben bir kurşunun dilinden
Aselya bil ki dilde sükûttur kurşun.
Günler geçer ararken bu zamanın içinde
Ne olur dönsem on yaşıma
Düne ırgat olmayacak kadar vurdumduymaz
Yarını dert etmeyecek kadar kumarbaz olsam
Neşeyle yaşadığım hayattan
Bir hiç gibi,
İlyiç gibi gitmek olmaz.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!