Gözlerinden dökülen hayat suyu,
Yanaklarındaki gül bahçesine akıyor
İçimden alıyor bir his korkuyu
Tarihten hatırlanmasını iste;
Gülen gözleri, o kokuyu
Elbet bizim hikâyemizi de yazarlar
Ömrün bana yeteri yok
Ben hep seni bekliyorum
Öyle bir dert beteri yok
Ben hep seni bekliyorum
Bu canın hiç değeri yok.
Sen ölümün rengiydin bana göre
Gözlerin hastalığıydı yüreğimin
Manasız sözlerin
Düş kırıklıklarının
Anlamsızlıkların anlamıydın
Sen göçebe aşklardayken
Aramakla bulunmaz bulduğum da sen değil
Artık bilmiyorum sen kimsin
Ve biliyorum kimse sen değil
Ve büyük düşüncelerde ölür Aselya
Gerçek olmakla
Kazanma hırsıyla kaybetmektedir insan.
Bu çağın taunudur.
Bildikçe cahilleşmektedir vesselam.
Oysa bir gülüştür tüm dünyanın serveti
İki muhabbettir dostça yapılan
Biletler israftır ve başkalarının hikâyesidir.
Geçmiş bir rüya
Gelecek bir ihtimal
Çalış ha hasan çalış
Üç kuruş uğruna
80 metrekare ev
Düşersem soran olmuyor,
Yanımda duran olmuyor,
Yaramı saran olmuyor,
Can dostum, nerelerdesin?
Sözlerim kaldı yarıda,
Ben küçük uğraşlarla yaşamak peşindeyken
Oynarken sokaklarda
Aklımın almadığı sınanmışlıklarla
Beni hayat kendimden koparıp aldı
Senin duruşun yanında
Benim çocukluğum yalnız kalırdı
Nefsini kiraya veren hoyrat cellâdın
Ruhunu ısıtıp tekrar sunar geçmiş
Bir gamzeyi düşünüp çaresizliğim
Tekerrür eder pençesinde hoyratlığın
Tekerrür eder penceremde
Aynı buğuya yazılmış adın
Beynimde kaynayan kurt
Ölümlere musallat
Merhamete çarpılmış
Kuşa takılan kanat
Gökyüzünü içen tın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!