Adımı sorma o senin hatıralarında kaldım.Benim adım senle yaşadıklarım. Soyadım da henüz yazılmadı. Yani senle yeniden yaşayacaklarımız olursa bu aşkın bir soyadı olacak. Adım ve adın yeter bu aşk için diyemezsin. Bu aşkın soyadı olursa Leyla ile Mecnun’un sadece adlarında kalan aşkını geçmiş olacağız.
-Baban hayrına yeniden gelsen sevsen de en büyük aşka soyadlarımız eklense diyorum.
Burçak tarlası halindeyim; ama seni tanıyor tanelerim. Bir tanem kaldığın günlerin toprak kokusu var yüreğimin her yerinde. Ben de diyorum bu senli toprak kokusu nerden?
-Yoksa öldün mü bende ?
Bir yerlerden, yarlardan, arlardan tanıyorum seni.Ölmemişsin, besbelli, beni ölümcül kalışların uğraklarına bırakmışsın.Muğlaklarımı besliyor yokluğun.Mutlakların düşlerine sarıyor sarılışın; ama saran sen değil sensizlik.
-Bu aşk sanırım.Yanılmalar arasında anılıyorum.Akıl ermiyor düşlerimin çocuğu.Ağzında seni seviyorum emziği, emeği, eteği, ettiği, etmediği, yettiği, yetmediği, bittiği, sildiğim, silemediğin senli yaşayışlar çeşnisinde yürek akan bir pınarın zelal haliyim.
Hadi gel!
Zamanın kanadı olalım. Uçalım sevi benliğimize.
Gün’eşi sol yanımıza alıp kalalım sevda sıcağına.
Düşlerim kirlenmiş, hadi gel birlikte düşünelim ki temizlensin düşlerim, düşüncelerim, düşlenemediklerim.
-Birbirine değmemiş değerlerimizin cümle teninde dokunalım sözcüklerle.Ruhumuzun manalarında anlam kazansın aşk.Yaşamın adılını boyasın yeşil gözlerin. Kanadım oldu verdiğin huzur.Artık seninle uçan manzum bir bülbülüm. Gönül pencerene konan serçeyim. Serçin duygularıma yuva yaptım yüreğinde. Kuluçkaya girmiş yarınlarım var…Sen kadar tatlı, içten, güzel, kadınsı mana yavruları var algımın sonsuz berraklarında.
Hadi gel!
gece benim, ay değilim aşkın uydusu olamazdım
ben ayları güneşine kaçırdım tutulmalardayım
sensiz yanım kara sevdanın karası
gece benim,ay’sa gözlerin
oysa gündüzlerin gün aklarında adınla aklanmak paklanmak isterdim
En uzun gecelerin seheri tükenince akacağım bekleyişlerin işlerlerine
Kıyının kıyısında bana kıymanın boşluğa bakan dize emekçisiyim. Beni anlamaya dair, bensizlik diline sarıldığın, yürek aslına arılandığın günceler seyrisin.
-Salaş bir yürekte salya çiftçiliği yapmıyorum ten tarlalarında. Benim aşkım adım kadar muhkemdir doğruluğa.Sevmediğime, erimediğime, ruhumun erimediğine, zekamın yansıtmadığı, zevkimin akmadığı bir gönlün mührü olacak sağır sultan olamam... Sende birikmişti hallerimin çekimi. Sende cümlenin öznesi olup benle yüklem olmana yüklemiştim aşkı ve bütün dünyayı
Güvercin kanatlarına, bülbül dilimin dediklerini ekledim. Bir ömür gömülü hazineye yapmaya uçurdum seni.
-Kanadı aşktan olan ölümsüz sever. Kanadın henüz aşk tüyünden mi, sevda huyunda mı? Beni kendine aşılayacak tutku yeşilliğin hazır mı?
-Yunus' um duyacak kadar hoşgörü dalı mısın evrenseller dillere.Mevlişem olup yüreğimde semah yapar mısın?
Geçilecek her sevda önünde, geçmekteyim deli ırmaklar gibi taş güzellere çapraşa çapraşa…
Fundamentals imgelerimin yıktığı fildişi kulelerimden mucizevi bir aşka akışlarımı bağlıyorum.
Soramadım bir çift söz… Zühre yıldızı gibi yaryüzümde parladı. Üstelik, naif ve ürkek bir ceylan gibiydi. Kendi kendine ağlayan, çaresizliğini gözyaşlarıyla yıkan bir ceylanın yüreğindeki aşk kimyasını almak mucizesindeyim. Beni sarmış benlerim. Umurdan öte, simerenya beyaz tenli beyaz atlı yüreği amalı bir prens olsam da yazılmıyor aşk bana bir türlü.
….:Geceyi süsle yıldızlarla. Ay gelinliğini giysin. Samanyolu’ndaki galaksiler iyice süslenip hazır olsunlar.
-Bu gece senin için ağlama şölenim var sevgili.
Mahzun damlalar ıslatacak dünyayı.Yağmur yerine senin adına, senin nazarına, ruhuna damlalarım inecek yalnızca sevip gidenlerin nadas yüreğine.
-Bütün bekleyenler ıslanacak.Şems’iyemiz yok mistik güzel.
akrepler kıskacında yalnızlığıma zam geldi
benımse ozgurlugum arttı
ask bırıkımındeyım
asksızlığın kör vahalarında askın birikiyor
bense okyanuslara su ve sevda
sen salın salınabildiğin kadar nasıl olsa yolun bana akar..
Çok dayanılmazdın.Çok pahalıydı sevdan. Bir maç gibiydi aslında amaçlarımız.Her insan kendi maçının açılarında hayatının ölçüsünü hesaplar.Kendi sevdasına oynar.Seninle karşılaşan ruhumuzun maçında dünyanın en güzel kalecisi olunca. Astronomikti aşkın.İlk kez benimle aynı sevda maçında oynaman için içimin oyunculuğunu sundum.
-Önce cümlelerimin maçını izleyen dünyan en güzel sözcük seyircisiydin.Her yazım artık bir maçtı.Tribünde sevdamızın formasıyla,gönlümüzün kaşkolüyle, bütün güzelliğinle okuyup izledin.
İzledin sevdin. Oysa yarala bir forvettim sevda liginde. Dünyanın en iyi forvetiyken ayrılığın defansında beni ve ruhumu sakat eden bir güzelin yenilmişliğinden kurtulduğum demlerdeydim.
-Her sözcüğümü, her sözümü, her yazımı bir bebek gibi görünce.Attığım her şut gol oldu.
özlerinden aşan yeniden gelmenin uğultusu
üvey özlemlerime ayna
derin kaçışlarınla saf safa alınganlıklarım
birikiyor acılar ve ruhi serinlik
benden bir sen akıyor faylardan hatalarımın sınırına
orada beni vuruyorlar işvenaz leyliler
Şimdi,yüreğimin yasak kentisin, surlarının etrafı mayınlar döşeli.Sana gelmek için kendime gittim. Seni sordum kendime, henüz kendine gelmemişsin dedi.Kendine geldiğinde o sana gelir dedi.M’ayınlar arasında bir elif olur gelir s’ana dedi.
Her his alışımda patlıyor onun m’ayınları .Bu ebcet hesabına sığaca parçalanışım kalmadı.
-Üstbenliğim dile geldi:
-Usunun hakimi ol, yargıla sevdayı.Akıl ile aklın arasında kalan her duyguyu terazinde tart.Aranızdaki ölçüsüzlük dilimlerini harflere giydirip duyguların kitabı olunuz.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!