Sen gidince,
Çocukluğumun çatısına çıktım,
Bir kuş kadar hafif,
Bir taş kadar ağır.
"İnsan, kelimelerle var olur.
Her bir söz, bir duygu, bir anlam, bir hayat taşır içinde.
Susmalar ise kelimelerin gölgesidir; bazen en derin duygular, en anlamlı cevaplar sessizlikte saklıdır.
İnsan, sadece söyledikleriyle değil, söylemedikleriyle de var olur.
Her bir ima, her bir bakış, her bir sessizlik, bir hikâyenin parçasıdır. İnsan, kelimelerin ötesinde, anlamların ve duyguların harmanlandığı bir varlıktır.
Belki de gerçek insan, hem sözlerin hem de sessizliklerin arasında, kendini bulandır."
Sevdiğim bütün şehirleri bir kış akşamında bıraktım,
Her biri ayrı, hepsi birer sonbahar yaprağı gibiydi.
Pasaportumda damla damla birikmiş hüzün,
Usulca kapattım gözlerimi; her liman ayrı bir vedaydı...
Ben, hep senin nefesinde,
Başkasını sevmiş gibi
Sol/muşum...
Oysa her nefeste,
Ben, yalnız sana sol/muşum...
Gözlerinde uyuyan bir şiirdim,
sensizliğine uyandım usulca...
Diyecektim ki;
nasılsın ışığım,
nasılsın kalbime dokunan son hece?
Belki de ben, zamanda kaybolan "dilindim",
Konuştuğun değil ama sustuğun...
Aradığın değil ama, bulduğun...
İlk değildim belki de,
Belki de suskunluğumuz en anlamlı şiirdi,
Noktalarımız bile anlatamadı derdimizi.
Çünkü aşk, kelimelerin bittiği yerde başlar,
Ve biz, cümlelerin ötesinde anlaştık hep.
Teessüf ederim sana,
sanki bir bayram sabahında,
şeker poşetinden çıkmamış bir çikolata gibi bıraktığın için.
Adımı ceplerinde unutmuşsun,
ben bunu kalbimin içine düşen bozukluk sesinden anladım.
Bozuk paraların arasında,
Sıkışıp kalmış
Bir "Merhaba"nın yankısı.
Nasıl da küçülmüş ayak izlerim,
toz taneleriyle karışıp
terliğin köşelerine sıkışmış.
Biri dut ağacının gölgesinde koşarken,
biri annemin "ayağını üşütme" sözüne takılıp kalmış,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!