Bir bir çözüldü kurulu saatler
Uyandı tüm unutulmuşluklarım bir kez daha
Ömür terazisinde yenik düştü mahzene
Kırık kanatlı bir kuş kadar hazindir acılarım
Sebebini sorma,
Kabir sancılarıyla irkiliyorum
Kalbim durmadı aslında
çarmıha vuruldu ruhum durma noktasında
Hangi zindan direnebilir çığlığıma
hayat birden çoktur, ölümler bir
Bitsin ilahi şu muamma
Ya bir diri gibi çıkayım su yüzüne
ya da bir maktül gibi meçhul olayım
içimde kayboluyor kimliksiz çığlıklar
Sanırım yıkıldı son kale, tarihsizim
unutulup gitti umulan son umutlar
Artık yok adım, olabildiğimce belirsizim...
Haşem Baygümüş
Gölgeler denize iz bıraktığı zaman
martılar matemle dağılırlar
ebedi bir hicretin arefesinde
sanki mahşerdir
ve ölüler usulca uyanırlar.
Kadehte bekleyen kızılcık şerbetidir
Kifayetsiz bir hayatın yolcusuyum,
düşlerim gibi mülteci,
ellerim gibi karanlık,
kalbim gibi gamlıdır bu yol.
Ağlamak çare değil bilirim
gözlerimde acılar birikiyor
Gül solmasaydı ellerimde,
kırılmasaydı lale...
can havliyle
üstüme yürümeseydi
korku tünelinde gece...
Sabaha varacağız,bak!
güneşe tutacağız kınalı ellerimizi
dağları adımlayacağız,
ovaların sonsuzluğuna vuracağız
geceden kalma dertlerimizi.
Seyre dalacak yeşilin binbir tonu
Denizleri aşarak bir bir, geldin saray tahtıma
Ordular yenerek bir kılıçta, erdin matlubuna.
Maksudun yengi miydi, kutla şimdi zaferini
İnfilak etti vehim, görmeyedursun cevherini.
Aşkın esrarı alevlendi, giz düştü karanlığa
Sen yak ışıklarını aç perdelerini şafağa.
Sönmüşken tüm ışıklar
korkuyorum kapama gözlerini
gözlerinden düşen damlalar
neden ay ışığı rengindedir
sor masallardan sebebini.
Hep gözlerinden üzüntüler okurdum
nemlenirdi,
kanlanırdı,
Bir kıyametin ayak sesleriyle
Uyanıyorum kabus uykusundan
Kendimde değilim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!