Akşamdın sen
beni üşüyen sabahlarda bırakıp
karanlığa meyleden
aydınlığı dert edinen akşamdın
ya da beni gecenin avlusunda terk eden
susuz bırakıp
kısa akşamlar geçidinden
uzun sabahların sararmış ışığına
bir garip hasat zamanına benzer ömrüm
dolu başaklı gülücükler
harman yeri hüzünler karışır birbirine
güftesi gökyüzüne yakışır
Önce bir çocuktun
bütün kuşlar
yüreğinde uçmayı öğrenirdi sanırdım,
bütün denizler sende yıkanırdı
hayallerinde maviler yutkunurdu balıklar
sanırdım dalgalar ellerinde çağırırdı
yalnızlık korkusu mudur
korkunun yalnızlığı mıdır
bizi kendi doğrularımıza hapseden?
haberini verdi asırlık bilginin bilgesi
herkes tanımlayamadığına yenilir
bildiğine galip gelir, söz bunaldığında...
Soranın yok,
direten gözlerini umuda bağışladın
sözlerini sonuna erteledin bir masalın
çünkü sonu hep mutlulukla biten masallar anlatırdı baban
kıyısında mavi bir denizin,
uzaktan bakınca daha güzeldi memleket!
ruhu incinmiş adamlar
bütün yüreğini koydu ortaya
incinmiş ruhunu, örselenmiş gururunu
hiç açılmayacak bir söze düğümledi
başını göğe yasladı,
Mahfuz acılarım medetsiz büyüyor
Sabrımın veryansın eden heybesinde
Eskimiş, kırılmış
Cefakar ve derbeder hu'lar ertesidir
Dervişler ne mesafeler katetti
Ne ağladı ama çöller
Işığını taşımayan
yüreğini barındırmayan bir lahza
yağmuru buluttan önce düşünen zamanlardayız
İçimin zindanlarında cesedi büyümemiş çocukların ninnileri eskir
toprağın mahremiyetinde bir damla ses duyulmaz,
beni anlamayan herkes delirir
dönelim yine kendi şarkımıza
ne dersin
bize kalan kendi mırıldanışlarımız olacak yine sanırım
biz bize oturacağız renklerin solgunluğunda
biz her vaktin yorgunluğunda
kendimize fısıldayacağız
acının adı yoktur ey egemen güç,
kana doymuş bir nehirdir ellerimiz
gözlerimiz korkunun ölümünü sayıklar durur
sonuna mezarlıklar biriktiriyoruz, görmüyor musun?
kanla suladık son demlerinde fidanlarımızı,
ey seni Nuh'un yüz karası
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!