dilime pelesenk oldu nehir saçların
hangi yaralı kuştur kalbinde kanat çırpan
hangi deniz sana çekti,
nicedir suya bakıp resmini çiziyorum göğün tuvaline
bir kırlangıç masalıdır hergün çocuk yanımı kandıran
uyutan, avutan yalanlarla geldim sesine
Sesime ses ver Mahdem,
İçimde boğuldu çığlıklarım
Bir gizem çağırır korkularımı usulca
sana adıyorum bütün sevaplarımı
Adını bilmediğim kuşlara şiir adamak
seni beklemekten daha günahtır...
yalan ile gerçek arasında bir yerde
görece avutan yalanlara daha yakın
acıtan gerçeklere uzak olmayı yeğleyen
bir hayat yaşıyoruz,
belki yarı kader, yarı istenç, biraz ceza
fakat ödül hiç değil...
Ez gûh didim rihé xwe
şeveke penaber de
dengé tenétiyé té
tirs û xof zéde dibe
di dilé min de
bé wext
Hükmü yoktu o yeminlerimin
aldatmasın seni o müzeyyen sözlerim
yalandı dönmeyeceklerim
çıkarıp tacağım bir kisveden ötesi değildi
sevmeyişlerim, susuşlarım ve nefretim
gidişlerimin temelli dönüşlerimin mukaddimesiydi.
bu kent belleğini yitirdi diyorlar
ronya,
içimizde törpülenen zaman algısı
dışımızda beyhude biriken yokluğun sesleri
kınında bekleyen aşkı çürüten bir dünya
hak etmiyor bizi, anladım.
(Ceylan Önkol'a)
Benim ellerim kızgın demirlere değen
hüzün dokunuşuydu
Benim ellerim..
Bileklerimde yalnızlık izleri gitgide
Yalnızlığın özgürlük olduğu geceler getirdim sana
Kimseyle bölüşme, kimselerden habersiz al koynuna.
Suların da bir rengi vardır, sen içince mavi
Ben içince siyah
Yosun tuttu içimde o keder, o esrik girizgâh.
dönülmez bir yoldayım ey ömür
ruhu çekilen insanlar geliyor aklıma
acıyan beden ise, ruhu ağlatan nedir
kırılmış sözcüklere diziyorum küskünlüklerimi
gam kifayetsiz,
su söndürmüyor içimi, içim toprağı çekilmiş dikenler ölüsü
Suya da
ateşe de yürüyen kalbim
acıya da, sevince de
karanlığa da, sabaha da
paslı demire de, açık kapıya da
ağlayan bebeğe ve emziren kadına
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!