gözlerinden yüzüne yayılan gülüş
cennetime açılan sırattan dar bir geçit
adalı mağrur gökyüzü
taşralı deli dalgalı köpük köpüğe kara derili deniz
gül kurusu akşam dökülüyor
kasabanın göğüne şişeden bardağa dökülen
kan kırmızı şarap misali
bir martı tünüyor deniz fenerinin saçağına belli ki yorgun
suslarımla yakıyorum tüm kelimeleri
rehin bırakıp gövdemi koca çınar gölgesine usulca
kanadı kırık o martının çığlıklarıyla
bilinmedik lisanla ketum şiirler okuyorum sessizce
sakladığım yerden çıkardım
bizli naftalin kokulu bayramlık sevinçleri
kasabada bayram havası
gözlerimdeki yangın sevinçler devşiriyor dünden bu güne
görmeliydin
deliler gibi kumsala adını adımın yanına yazdığımı
yüzüme asırlık çerden çöpten sevinçler iliştirip
ve ben
seni çok özledim
hiç bir şey avutmuyor artık deli deli seni arayan
uykusuz yorgun kan oturmuş gözbebeklerimi....
sadece sevdim hesapsız kitapsız
gözlerin düştü gözlerime zamansız
zapt edemedim senli düşlerim arsız
sadece sevdim inan gözlerime hilafsız
uzun gecelerin koynunda olamadım sensiz
gün gelir
tırnak içinde bir dip not düşülür
tek bir cümle...
bu balıkçı kasabadan
gittim
gittiğim her yere senide götürdüm
avuçlarımda titreyen bir damla göz yaşı gibi
neden gidemedim senden
herkesten her şeyden kendimden bile gittim de
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!