rengi solmuş urbalar gibi
lime lime param parça olur mu...
mevsimler gibi acılarda eskir mi...
dudaklarıma değen o son öpüş
sahipsiz sevdamı
gömüyorum kimsesizler mezarlığı yüreğime
yazısı silinmiş eskimiş
yitik lahit şimdi yüzleri kirli soluk benizli çocuklar gibi
bu son bozgunu yüreğimin
yaşam atrtığı gayya misali yankılanan o maverada
okyanusları boğar mı
bir tek damla yeter senin için ağlamaya...
yavaş yavaş avuçlarım kapanıyor
ayalarıma çivilenmiş aminlerim koparılıp alınmış
dualarım öksüz kalıyor...
dudaklarımın sevinci sökük
yürü git ardına bakmadan
eğretide olsa sahte bir gülüş iliştir
bal damlası gözlerinin bana bakmayan yamacına...
çok özledim seni
duyuyor musun sessiz çığlıklar gömüyorum
batan gününün ardından kan tüküren geceye
salasız helalsiz...
sen yoksan ben olamam ki
bu kasabayla birlikte yıkılır ölürüm gülüm...
bu koca dağlar kadar sana sevgim
yamacında al gelincikler beyaz papatyalar kadar
biricik bak uzun düşüyor gölgeler
balıkçı kasabasının çıkmaz dar sokaklarına
birazdan güneşi alnından öpüp
gömeceğim kara derili denizin göğsüne
avuçlarımdan kayıp giden koca bir ömür gibi usulca...
bir bilsen bendeki seni
sen dört mevsim yedi iklim
yüreğimi istila eden çıkmazımsın
çaresiz sonunu bilmeden girdiğim yol
ben sende kaybolmuş sessiz çığlık...
Yazıda yabanda gülsün bilesin bende soldun
Dağda bayırda akan pınarsın bende kurudun
Elde alemde neşesin sevinçsin bende hüzün
Alevleri arşa değen ateşsin bende söndün
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!