Hasan Buldu
bulutlardan dökülen her damla
sel olup, çağlar gözlerimde
yaşamım
kasabayla yetimhane arası
kıvrılarak giden yolda
Arar sevgiyi
bir mezar taşı
Bugün Dolmabahçe'de
Gözlerini kapadığın gün
Yaşıyorsun kalbimizde
Atam, sen ölmedin.
Emanetin Cumhuriyeti
ayağıma batan dikenleri
vurdukça maymuna kamçının
şaklayan sesini özledim
çemberlerimi
çelik çomaklarımı
çocuklar,
kaybettikleri misketlerini
ölü çocukların ellerinde arıyor
bebekler,
ölü memeleri emiyor
Yemyeşil ovaları çayırları
billur gibi akar suları
mis gibi kekik kokar dağları
ne güzeldir benim köyüm.
Pek güzel geçer yazları
Tanrı,
Sodom'u
ve
Pompei yakarak cezalandırdı
Bir kül yığınına döndürdü
Irmaklar
böyle delice akmazdı
seni tanımazdan önce
deniz
böyle dövmezdi sahilleri
onlar da güler
üzülür
sevinir
ağlar
onların da aşkları
Günün şiiri olması gerektiğini düşündüğüm bu şiirden anladığım, yetimhanede büyüyen yetim bir çocuğun, rüya görmeyi, kederi ve umudu bilmeyişi, yetimhanenin taş duvarları arasında yaşamının bir tükürük izi kadar değersiz oluşu ve bu taş kanatlar nereye savurursa oraya gidişin bir mecburiyet olduğunu ...