Kesik kesik her şey
Tıpkı aşkımız gibi
Sen gibi…
Ben gibi…
Yağıyor mu şimdi bu yağmur?
Yine çıkmışsam gecenin bir vakti sokağa.
Bakışlarım yırtıyorsa simsiyah gök kubbeyi.
Sayıyorsam yıldızları üşenmeden, tek tek.
Ilık rüzgarlar dokunuyorsa tenime.
Ve ürperiyorsam her an.
Dalıp gidiyorsa gözlerim.
Sevmek…
Aşka yazılan bir öykü
Seni sevmek…
O öykünün hiç bitmeyen, en güzel yeri.
Sevmek…
Ben yorgunum
Ama yürüyorum
Seni yanımda sanıp da
Hala gülümsüyorum
Ve yorgun gidiyorum
Dağlarla beraber baktım bu riyakar dünyaya.
Hep çıkmak isterim en tepeye, yani doruğa.
Bağırmaktı amacım tüm insanlığa.
“Ben buradayım ve inat yaşıyorum hayata! ”
Duyar mıydı sesimi geride kalanlar?
Aklımın uçurumları,
Bedenimin tüm yolları,
Bu garibin tüm sözleri,
Sana çıkıyor.
Aklımın odalarında sen,
Farkında değildim galiba ilerde yolun bölündüğünden.
Ne olduysa yol bölünüverdi birden!
Haberim yoktu birinin sana götüreceğinden,
Diğerinin ise kötü geleceğinden.
Cesaretim yoktu başta, ikisine de.
Yani ne aşka ne de sensizliğe…
İnsanımsı yaşamak benimkisi,
Sen olmadığında.
Boş duvarlara anlatmak,
Seni ve sensizliği.
Böyle geçiyor işte günlere benzer dakikalar.
Hiç değişmiyor ayak izlerini bıraktığın kaldırımlar.
Yaşamak ne güzel değil mi cancazım!
Yaşa! Hem de doyasıya.
Yaşarken de unutma!
Bir gün tüm yaşadıkların kalır ardında.
Ve sen, hatıralarda…
Tüm yollarda…
İşitin! Sözlerim yaşanmamış aşklara.
Neydi masalsı aşklardan beni uzak kılan?
Her defasında acı, üzüntü, buhran…
Kaçamadım!
Aşktan, sevgiden, gözlerinden…
Evet belki yaşanmadı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!